GÖZLERİMİ skora kapıyorum ve maçın bitimini beklemeden yazıma bir moral turu atarak giriyorum...
Kiev'deki rövanşa korkmadan gideceğimi söylesem, acaba yanlış mı yaparım?
Eğer, söylediğimi inanarak haykırıyorsam ve oyunun genelinde gördüklerim beni yanıltmıyorsa, Beşiktaş bu işi İnönü'de bitirdi...
Şimdi dönüyorum dün geceye. Önümdeki ilk yarı notlarında, Beşiktaş'ın harcadığı 4 net pozisyonu tanımlayacak bir kelime bulamıyorum. Pascal'ın yarım volesi için kötü bir şanssızlık diyebilirim. Ancak, Tümer ve Tamer'in dışarı attığı 2 kafa vuruşuna hemen bir damga vuracağım: Gereksiz telaş ve beceriksizlik.
***
İlk yarıda rakibe tek pozisyon bile vermeyen Beşiktaş'ın yediği kolay gol, savunmanın ailece yaşadığı şaşkınlığın acı faturasıydı.
Oysa, oyunun gelişimi ve görünümü Beşiktaş'ın rakibinden farklı özellikler taşıdığını adeta haykırıyordu.
Öyleyse, Beşiktaş daha sakin ve stresten kaçarak sahanın genelindeki egemenliğini, rakip ceza sahasına da kolayca taşıyabilirdi. Ancak, bir gerçek her Beşiktaş atağında adeta sırıtıyordu. İlhan Mansız'ın yokluğu, Pascal'ın stilini ve performansını etkiliyordu. Pascal özellikle giriştiği her fizik savaşında yanında Mansız'ın eksikliğini hemen hissediyordu. Pascal'ın kazandığı ve kazandırdığı toplara, ikinci hamleyi yapacak bir İlhan Mansız yoktu Beşiktaş'ta...
***
Yine de farklı bir özelliği, zorlandığı dakikalarda Beşiktaş'ı sarıp sarmalıyordu. Beşiktaş, birlikte oynayan-yardımlaşan ve takım olabilme gibi kolektif duygular taşıyan bir topluluktu...
İşte dün gece bu değişik sıfatını kullanarak skoru lehine çevirirken, oynatamadığı yıldız futbolcuların mazeretine sığınmadan İnönü'de nefis bir savaşım örneği veriyordu.
***
Kimler bu savaşta ön plana çıktı... Şöyle bir bakıyorum...
Ronaldo sahanın en iyisi. Zago müthiş bir savaşçı. Tayfur, her ikili mücadelenin galibi... Tolga, Ronaldo ile birlikte savunmanın en diri ve sağlıklı adamı... Yasin, her rakip atağı kesen dalgakıran. Pancu mu, onu anlatacak kelimeler bulamıyorum.
Ve hemen aklıma maçtan bir gün önce HÜRRİYET'in manşeti geliyor... Ne demiştik, nasıl bir mesaj verip Beşiktaş'ı yüreklendirmiştik...
Beşiktaşlı korkma!
Evet sevgili Beşiktaşlılar, Kiev'deki rövanştan da korkmayın. Galiba bu iş dün gece bitti.