LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
BEŞİKTAŞ bir maçta iki değişik karakter yaşayarak kazanabileceği bir oyunu kaybetti.
Şimdi bu komik hikayeyi anlatacağım ve faciadan pasajlar sunacağım...
Beşiktaş’ın ayaklarına inen stres, Bobo’nun golüyle çözüldü. Kafalar rahatladı ve korkulardan sıyrıldı Beşiktaş...
Top kayıpları azaldı, pas yüzdesi beklenen düzeye ulaştı. Ve Beşiktaş’ın rengi bir anda değişti.
Belki, Ricardinho ile Delgado da böyle bir ortam bekliyordu. Bu ikili varlıklarını hissettirince, Beşiktaş’ta oyuna katılanlar da çoğaldı.
Savunmanın iki kanat adamı Ali Tandoğan ile İbrahim Üzülmez defansa yönelik sorumluluklarının dışına taşarak, hücuma yöneldiler.
Koray Avcı, orta sahada boşta dolaşan her topu sahiplendi. Her hamlesi rakipten önceydi. Ve kazandığı topları da hatasız kullandı.
Ve Beşiktaş, Bobo’nun golünden sonra İnönü’deki kimliğine kavuştu.
Yine de ilk yarı biterken 2-0’lık skor rahatlığına karşın, kafaları kurcalayan bir korku vardı Beşiktaş’ı tanıyanlarda...
Yediği kolay ve basit golleri hatırlayanlar, devre arası sohbetlerinde sanki geleceği görür gibiydiler...
* * *
Beşiktaş’ın lig tarihini yazan kitabı açıp karıştıralım. 7 dakika gibi kısa bir zaman diliminde 3 gol yediği belki de hiç görülmemiştir.
Hem de birbirinden berbat ve hatalı goller!
İlk 45 dakikanın dinamik ve savaşan savunması bir anda böylesine çökebilir mi?
Her üç golde de rakibe çizgi halinde yakalanıp böylesine dağılabilir mi?
Ve bir takım 7 dakika gibi kısa bir dönemde hem özelliklerini yitirip, sıradan bir takım kimliğine bürünebilir mi?
İşte Beşiktaş, dev maçta iki farklı karakter yaşayarak kazanabileceği bir maçı kaybetti.
Pardon kaybetmedi, adeta elleriyle teslim etti.
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Yazarın Tüm Yazıları