BEŞİKTAŞ'ın maç kadrosuna bakıp, Ali Eren'i göremeyenlerin Lucescu'ya tepkileri biraz duygusaldı...
Lucescu'nun oyun kurgusu, hücum ağırlıklı düşüncelerle donatılmıştı. Ve ilk bakışta, Beşiktaş'ı skora koşturacak isimlerin çoğunluğu hemen hissediliyordu.
İlk 45 dakikayı Beşiktaş için harcanmış bir zaman dilimi gibi görüyorum. Rakip kalede yakaladığı sayısız pozisyonlardan sadece birini değerlendirmesine ve kolay maçı strese taşıma hovardalığına bir anlam bulamıyorum.
Pascal'ın golü, idmanlardaki çalışmaların İnönü Stadı'ndaki bir tekrarıydı. Pancu-Dobra-Pascal üçgeninde oluşan şaşırtıcı pas çabukluğu, golün de ötesinde teknik ve taktik güzelliklerle süslüydü.
İlk yarıda orta sahada Sergen-Pancu ve savunmadan Zago ile Ahmet Yıldırım'ın ayağından çıkan her uzun top, F.Bahçe savunmasını çizgi halinde yakaladı.
Beşiktaş, böylesine bereketli bir 45 dakikayı haftalardır yaşamıyordu. 38. dakikada Cordoba'nın, Tuncay'ın ayaklarından aldığı top, oyunun kırılma noktasıydı. Cordoba, genelindeki performansıyla maça damgasını vuran yıldızdı.
* * *
İlhan'ın agresif davranışları için ‘‘Şımarıklık’’ damgasını hiç de abartılmış bir benzetme olarak görmüyorum.
Erhan Albayrak ile dalaşması ve çalınan düdükten sonra topa vurarak sarı kart görmesi, çocuksu bir davranıştan farksızdı.
Sergen'in golü mü? Kelimelere sığdırarak anlatabilmem mümkün değil. Golden sonra Lucescu'nun bir süre yaşadığı şaşkınlık ve sevincini ancak saniyeler sonra alkışa dönüştürmesi, Sergen'in golüne duyduğu hayranlığın gecikmiş bir tepkisiydi. Beşiktaş dün klasik değerlerini tekrar yakalamanın rahatlığını yaşadı. Ve bu değerler, Beşiktaş'ın gerçek kimliğini tekrar gündeme getirdi. Yardımlaşma-özveri ve de takım olabilme özelliği ile taraftarın özlemle beklediği etkin kişiliğini sergiledi. Her futbolcu oyunun her iki yönüne aynı heves ve istekle katıldı. Yine de diğerlerinden farklı oynayanlar gözlemledim. Sergen'i, İbrahim'i ve Cordoba'yı diğerlerinden ayırıyorum. Olağanüstü bir çaba gösteren Kaan Dobra ile Tayfur'u da alkışlıyorum.
Beşiktaş'ı yaklaşık bir aydır, böylesine etkili ve çoşkulu görmemiştim. Yitirdiği değerlere tekrar sarılması, final haftalarında Beşiktaş'ı hedeflediği amaca ulaştırabilir. Yeter ki, kendi klasiğinden ve bilinen özelliklerinden kopmadan savaşını sürdürsün...