Kısa metraj

BEŞİKTAŞ, ilk yarıda birbirini tanımayan turistik bir topluluğu andırıyordu.

İbrahim Akın ile Ahmet Dursun hücumda sıcak bir diyalog kuramadılar. Yan yana oynadılar, hiçbir pozisyonda birbirlerini anlayamadılar.

Orta sahadan bu ikiliye hiçbir etkili pas gelmedi. Kleberson, ayağındaki topları kötü kullandı. Çoğunu da rakibe attı...

Tümer Metin havasında değildi. Ve de oyuna katkısı sınırlıydı. Topu hep ayağına bekledi.

Oysa, orta saha gibi önemli bir bölgenin sorumluluğunu sırtlamıştı. İlk yarıda bir kaptan gibi yönetemedi Beşiktaş’ı...

Tigana’nın, genç Mehmet Sedef’i orta sahanın sol kulvarına çekmesi olumlu bir düşünceydi. Mehmet, oyuna iyi başladı ve bir-iki akıllı top kullandı. Sonra topla fazla oyalanmanın lüksüne kaçtı. Ve bütünlüğünü yitirdi.

Beşiktaş’ın ilk 45 dakikadaki performansını kimse beğenmedi. Ben de hoşlandığımı söyleyemem...

Kızanların-köpürenlerin sayısı da bir hayli fazlaydı Beşiktaş’a..

H H H

Beşiktaş’ın tribünleri tedirgin eden ve endişelere sürükleyen düşük ve etkisiz temposu İbrahim Akın’ın golüne dek sürdü.

Skor avantajı Beşiktaş’a öncelikle bir özgüven getirebilirdi. Ve her kötü sonucu, seyirci baskısına bağlayanlar daha verimli ve rahat oynama fırsatı yakalayabilirdi.

Düşündüğüm gerçekleşti...İbrahim Akın ilk golün moraliyle ikinci bir gole imza attı.

İlk 45 dakikada ortalıkta görünmeyenler(Tümer-Kleberson gibi) adeta ayaklarını bağlayan boğucu stresi kırıp attılar...

Ve Sergen Yalçın’ın oyuna girişi , Beşiktaş’ın etkinliğini farklı bir konuma taşıdı.

Orta sahada kaybedilen toplar azaldı, pas trafiğindeki kargaşa giderildi. Ve Beşiktaş Sergen ile seyredilir bir kimlik kazandı. Attığı gol ise, gecenin en şık ve kalite hareketiydi.

Tigana, israrla Sergen Yalçın ile Tümer Metin’i birlikte oynatmayacağını söylüyordu...

Dün gece ikinci yarıda birlikte oynattı Sergen ile Tümer’i... Yanyana iyi işler yaptılar, birbirlerini tamamladılar.Ve keyif verdiler.

Herhalde bu kısa metrajlı filmden Tigana da zevk almıştır.
Yazarın Tüm Yazıları