BEŞİKTAŞ’ın yediği goller uyumsuz bir savunma ailesinin birlikte işledikleri inanılmaz bir hatalar zinciriydi.
Kademe anlayışı, adam paylaşımı ve rakibi kontrol gibi temel kavramların her birinden habersiz bir savunma topluluğu ile Beşiktaş’ın maç kazanabileceğini düşünemiyorum.
Del Bosque, her hafta savunmanın göbeğinde değişik ikili oynatıyor. Dün, Ronaldo-M.Doğan ikilisini denedi. Aşı yine tutmadı. Çabuk ve seri Gaziantep forvetini iki ağır adamla zapt etmek mümkün mü? Beşiktaş ceza alanı çevresinde adeta dans ettiler... Orta sahadan da gerekli yardım gelmeyince her Gaziantep atağı Beşiktaş’ın savunma dengelerini alt üst etti.
Yüklendiği sorumluluğu beceremeyen ve en hassas bölgeyi rakibin keyfine bırakan bir orta sahanın, savunmasına katkısı ne olabilir... Sevgili Del Bosque, herhalde bu bölgede yaşanan faciayı görmüştür.
İbrahim Toraman bir orta saha adamı olamayacağını adeta haykırıyor. Tümer Metin, sanki gölge boksu yapıyor. Silik ve çelimsiz adımlarla dolaşıyor sahayı.
* * *
John Carew’i oynatamayan ve onu etkisiz bölgelerde koşturan bir oyun felsefesine anlam veremiyorum. Carew’in yanına hala bir partner bulamayan ve Sergen Yalçın ile bir ikili yaratmak isteyen Del Bosque’nin, yaşadığı pembe hayallerden uyanacağı günleri de merakla bekliyorum. İspanyol hocanın istediği 40 günlük süre gün be gün yaklaşıyor. Ancak, gördüklerim, bu kadro ile 40 yıl da geçse, özlenen Beşiktaş’ı yaratacağına hiç inanmıyorum.
* * *
Malatya’daki ilk maçtan sonra bu kadroya ısınamadığımı söylemiş ve endişelerimi tek tek sıralarken, bir dizi soruya da yanıt aramıştım.
Bu kadro, Beşiktaş’ın ağırlığını taşıyacak teknik kaliteye sahip mi?
Bu kadro, bunca transfer fedakarlığına karşın taraftarına beklenen ve özlenen Beşiktaş’ı sunacak farklı özellikler taşıyor mu?
Ardı ardına yitirilen puanlar asla Del Bosque’nin ısrarla tekrarladığı bir uyum sorunundan kaynaklanamaz.
Bu kadronun beceri ve teknik kapasitesi Beşiktaş’ı asla bir şampiyonluk maratonunda koşturamaz. Ve yine bu kadro, bir lig sezonunda tarihinin en kötü başlangıçlarından birini yapıyorsa... Üstelik, dört maçta taraftarına hiçbir galibiyet mutluluğu yaşatmadan 10 puan kaybediyorsa...
Ve Del Bosque, ‘Ben iyi bir maratoncuyum.Gelecek haftaları bekleyin’ tekerlemesi ile bu kadroyu gizleyecek bir kılıf arıyorsa...
Yazık, Beşiktaş’a ve harcanan emeklere... Demekki, para ile saadet olmuyormuş.