DEL Bosque’nin sahaya sürdüğü kadro, öncelikle ‘rakibi oynatmamayı’ amaçlayan bir planın düşünceleriyle donatılmıştı.
Görüntü böyleydi... İbrahim Akın gibi direkt kaleyi hedefleyen bir adamın kulübede işi neydi... A.Hassan gibi hücum ve pozisyon yaratma gücü yüksek bir futbolcu neden kenarda bekliyordu...
Oysa, oyun başladıktan sonra Del Bosque’nin planında bazı gizli düşüncelerin kurnazlığı hemen fark edildi.
Görev ve sorumluluk yüklenen her bir futbolcu, oyunun her iki yönüne ortak bir yürek koyuyordu. Savunmanın iki kenar adamı Fatih Sonkaya ve İbrahim Üzülmez özellikle ilk 45 dakikayı adeta rakip yarı alanda geçirdiler.
Okan Buruk ve Juanfran’ın hücum hevesleri hiç eksilmeden sürekliliğini korudu.
Oynamasını herkesin yadırgadığı Kaan Dobra, rakibin sol kanattan özellikle Ümit Özat ile geliştireceği ataklara alınmış bir önlemdi.
Del Bosque’nin öncelikle rakibi oynatmama planı, ilk 45 dakika hiçbir bölgede aksamadan ve hatasız işledi.
Alex, Ahmet Yıldırım’ın baskısında kayboldu ve silindi. Nobre ile Van Hooijdonk, Emre ile Mustafa Doğan’ın uyumlu ve akıllı savunma bloğunda adeta eridi.
Sergen’in 30. dakikada harcadığı bir pozisyon, belki de Del Bosque’nin oyun kurgusunu daha farklı boyutlara taşıyabilirdi. Ancak kaçan fırsat, Del Bosque’nin elini-kolunu bağladı.
***
John Carew’in ikinci yarının hemen başında attığı nefis gol, şimdiye dek aldığı eleştirilerin tümüne gönderilen bir yanıtı andırıyordu.
Carew dün gece diğer haftalardan farklıydı. Öncelikle rakip savunmanın gözünden ve markajından kolaylıkla kaçtı. Kenarlardan taşıdığı toplarla Fener savunmasının dengesini bozdu.
Del Bosque’nin, Kaan Dobra-Ali Güneş değişimi, geç gerçekleşen ama doğru bir karardı. Hele hele F.Bahçe’ de Tuncay Şanlı’nın oyuna girmesinden sonra Ali Güneş’in bu bölgedeki hareketli ve çabuk mücadelesi, özellikle savunma üzerinde yoğunlaşan baskıyı hafifletti.
İbrahim Üzülmez’e çıkan kırmızı kart, Beşiktaş’ın oyun planını alt üst etti. Ve Beşiktaş belki de farka koşacağı bir oyunda, hemen kendi kabuğuna çekildi. Hücumu düşünen ayaklar geri koşmaya başladı... Ve skoru korumak gibi psikolojik bir düşüncenin baskısına girdi.
Ve bir soru... Bu maçı Beşiktaş’a kim kazandırdı? Del Bosque’nin akılcı planı mı, yoksa dün gece forma giyen 14 futbolcu mu... Böyle bir sorunun tek yanıtı olabilir. Bu derbiye yüreğini koyan herkes Fener galibiyetine imza attı. Del Bosque, futbolcular ve unutmadan hatırlatayım tribündeki muhteşem taraftar...
Hep birlikte dün gece İnönü’de bir zafer yarattılar..