Kendine göre kral

Brezilyalı yıldız, ‘Flavio Conceiçao dünya çapında keşfedilmeyen bir futbolcudur’ diyor. O, kendini hep böyle bildi ve böyle düşündü. Bunu da kimselerden saklamadı. Sistemin içinde kalmaktan hoşlanmaz.

SICAK Brezilya’nın kuzey karakterli soğuk adamı... İspanyollar onu hep böyle tanıdı. Somurtkan, biraz geçimsiz, içine kapanık...

Deportivo’da 4 sezon oynadı ve bir lig şampiyonluğu yaşadı. Deportivo’daki kariyeri onu Real Madrid gibi her futbolcunun düşlerini süsleyen bir aileye taşıdı... Bu iş Real’e 30 milyon Euro’ya patladı...

Real’deki ilk yılında gerçekten iyi oynadı. Gözü kara siyah adam bir savaşçı gibiydi. Her topa giriyor, her rakibi kovalıyordu. Sanki, Real orta sahasının tek hakimiydi...

Bir sezon sonra kimselerin düşünemeyeceği bir sürpriz bekliyordu Conceiçao’yu. Sanki huy değiştirdi...

Sahadaki diyaloğu pek olumlu değildi. Arkadaşları ile uyum sağlamakta zorlanıyordu.

Üstelik, Del Bosque gibi disiplini her kavramın üzerinde değerlendiren bir hoca ile çalışıyordu. Ve bunu da herkesten iyi biliyordu...

Yine de bindiği dalı kesti Conceiçao!

Taktik ve sistem gibi kuralların dışına taşan bir coşku ile oynamayı seviyordu. Risk alıyor, başına buyruk tavırlar sergiliyordu.

Ve dik kafalı davranışları, sabırları taşırdı.

Real, yeni şöhretlerin peşine düşünce, zengin kadroda Conceiçao’ya yer kalmadı. Apar topar Almanya’nın Borussia Dortmund Kulübü’ne kiralandı.

Oysa, Real Madrid’de yaşadığı ilk sezon sonunda onu isteyen İtalyan kulüplerin sayısı bir hayli kabarıktı. Üstelik iyi paraya...

Conceiçao, hiçbirine sıcak bakmadı. Real’in büyülü havası, Brezilyalı futbolcuyu da etkilemişti. Ve hep kalıcı olacağını düşünmüştü...

Şimdi, Almanya’ya doğru zoraki bir yolculuğa çıkıyordu...

***

DHA İspanya muhabiri sevgili dostum Mehmet Çiftçi, Conceiçao’nun İspanya’daki performansını özetlerken, ilginç ipuçları da verdi...

Özellikle ofansif yönü çok güçlü...

Sürekli ileri çıkan ve şut atmayı seven bir futbolcu.

Defans ağırlıklı oyunu pek sevmez.

Sistemin içinde kalmaktan hiç hoşlanmaz.

Del Bosque’nin onu kızağa almasının başlıca nedeni de bundan kaynaklandı.

Sorumluluğunu unutup, sürekli ileri kaçması, defans kurgusunu bozdu.

Flavio Conceiçao’
nun en belirgin özelliğini de şöyle yorumluyor Mehmet Çiftçi...

Korner atışlarında ceza sahasının bir köşesine saklanır. Adeta rakibe pusu kurar. Ve topun kendisine gelmesini bekler. Topla buluştuğu an, hemen kaleyi hedefler ve öldürücü şutlar atar...

Ve yine Mehmet Çiftçi’ye göre, stili Gheorghe Popescu’ya çok benziyor. Ancak, bir noktayı da ısrarla vurguluyor...

Popescu, Barcelona’da oynarken yardımlaşmaya özen gösterirdi. Conceiçao ise, Real’de başarıyı ısrarla yeteneklerinde aradı...

***

CONCEİÇAO’nun Almanya’daki performansına geçmeden, bir noktayı bilgilerinize sunmak istiyorum...

Kim ne söylerse söylesin, ya da eleştirsin, Brezilyalı futbolcu, bir sözünün hep arkasında durdu.

Flavio Conceiçao keşfedilmeyen dünya çapında bir futbolcudur.

O, kendini böyle bildi ve böyle yorumladı. Ve kimliğine duyduğu hayranlığı kimselerden gizlemedi!

Conceiçao
’nun Almanya’daki performansı nasıldı? Böyle bir sorunun yanıtını Almanya HÜRRİYET muhabiri İsmail Erel’in gönderdiği notlara bakarak değerlendirdim.

Sevgili Erel diyor ki...

29 Temmuz 2003’te Dortmund’a kiralık futbolcu olarak geldi. 14 maç oynadı, bir gol attı. İki kez sarı kart gördü.

Alman liginin en iyi pasörleri arasında gösterildi.
Pasların yüzde 92’si adresini buldu.

İşte burada bir paragraf açıyor Erel ve önemli bir bilgi düşüyor notlarına...

Ancak Conceiçao, tek gol pası veremedi. Ve giriştiği ikili mücadelenin sadece yüzde 48’ini kazandı.

Yine bir not, biraz mide bulandırıyor...

3 kez aynı yerden, dizinden sakatlandı.

***
İSMAİL Erel’e Conceiçao’nun özel yaşamını sordum. Gönderdiği bilgilileri aynen aktarıyorum.

Birayı çok sever. Bulduğu yerde içer... Hatta, Almanların ünlü spor kanalı DSF ile yapacağı bir söyleşiye aşırı alkol alması nedeni ile çıkamadığı söyleniyor.

Laf aramızda zaman zaman kendini playboy gibi görür...

Buna benzer şeyleri servis müdürüm sevgili Esat Yılmaer de söyledi... Alman gazeteci dostları, Yılmaer’in bir sorusuna şu yanıtı vermişler...

Bir oturuşta, bir Jack Daniels’ı bitirir. Tatlı hayatı sever.

Sahadaki performansını ise şöyle yorumluyor Alman gazeteciler...

Kalitesi tartışılmaz. Çok rahat adam eksiltir, iyi çalım atar. Havaya girdi mi zaman zaman şahane oynar. Havasında değilse, bir-iki güzel hareketin ardından kaybolur gider...

Conceiçao
’nun Almanya performansı asla İspanya’daki başarı çizgisine ulaşamadı. Hele hele Deportivo’daki şaaşalı günlerine...

***
İSPANYOLLAR, Conceiçao’nun G.Saray’a transferine ilginç bir neden gösteriyorlar...

Conceiçao, Real Madrid’e transferi ile kariyerinin en şöhretli dönemini yaşadı. Ancak, aradığını bulamadı. Şimdi amacı, 42 kez giydiği Brezilya Milli Takım formasına 30 yaşında tekrar kavuşmak. Bunu çok istiyor.

Yine söylentilere göre, G.Saray’a düşük bir transfer ücreti ile gelmesinin perde arkasında da hep bu özlem gizliymiş...

Tekrar Brezilya formasını giymek.

Doğru veya yanlış...İspanyolların yalancısıyım, ben duyduğumu yazdım...

NEREDE O GÜNLER?

Deportivo’da lig şampiyonluğu yaşadı. Real Madrid’e 30 milyon Euro’ya transfer oldu. İlk sezon şahane oynadı. Sonra düşüş ve sıkıntılı günler başladı.

Real’de hep kalıcı olacağını düşünmüştü. İkinci sezonda Del Bosque’nin hışmına uğradı. Borussia Dortmund’a kiralandı. 14 maç oynadı, bir gol attı, iki sarı kart gördü.

HAVAYA GİRDİ Mİ!

Bir ara Almanya’nın en iyi pasörleri arasında gösterildi. Ancak, bir gerçek vardı. Attığı paslarda yüzde 92’lik bir isabet oranı yakalarken, tek gol pası üretemedi.

Geçirdiği üç sakatlık biraz mide bulandırıyor. Yine de kalitesi tartışılmaz diyorlar. Havaya girdi mi mükemmel oynar. Havasında değilse, sıradan biri gibi sırıtır.

BULDU MU GÖTÜRÜR

Birayı çok sever. Kafası iyiyse bir oturuşta bir şişe Jack Daniels’ı bitirir. Almanların ünlü spor kanalı DSF ile yapacağı bir söyleşiye bu nedenle katılamadığı söyleniyor.

Korner atışlarında ceza sahasının çevresinde bir köşeye saklanır. Ve topun kendisine gelmesini bekler. Topla buluştuğu an direkt kaleyi düşünür ve öldürücü şutlar atar.

YARIN: ALEX
Yazarın Tüm Yazıları