Katliam

MAÇIN hakemi Cem Papila'yı kolundan tutup, bir kenara fırlatıyorum.

Ve aklıma takılan bir yığın soruyu ardı ardına sıralıyorum...

1Samsunspor maçının zorluk derecesi, Beşiktaş'ı böylesine strese sürükleyecek bir oyun muydu?

2Ronaldo, Sergen ve Emre'nin cezaları Beşiktaş'ı böylesine etkileyecek, sinirlerini yıpratacak, adeta derin düşüncelere yöneltecek psikolojik bir yıkım mıydı?

3Yediği erken golden sonra, sanki maçı kaybetmiş gibi sinir krizine yakalanmanın, tüm değerlerini bir anda unutmanın, Beşiktaş klasiğine sırt çevirmenin anlamı neydi?

4Aklımı, beynimi zorluyorum, bir benzerini hatırlayamıyorum... Beşiktaş, şimdiye dek hangi maçın ilk 24 dakikasında 4 sarı kart ve ilk yarının bütününde 3 kırmızı kartla bir katliamın ürpertilerini yaşamıştır?

5Ve Beşiktaş 100 yıllık tarihinin hangi maçında futbolcularının 5 kırmızı kart görmesi sonucu, 6 kişi kalarak, hükmen bir yenilginin çılgınlığına kanat açmıştır?.

6Bu Beşiktaş, Samsunspor maçına en yakın rakibinden 8 puan önünde çıkmadı mı? Bu Beşiktaş, şampiyonluğun en güçlü adayı değil mi? Bu Beşiktaş, her güçlüğü yenecek bir kadro zengini değil mi? Bu futbolcular, bir maç kaybetmenin Beşiktaş'ı asla yıkmayacağını düşünemeyecek kadar profesyonel mantıktan ve moralden yoksun mu?

* * *

Öyleyse, nedir Beşiktaş'ı böylesine karartan, Samsun maçında kadrosunun yarısını yitirerek, hükmen bir yenilgiye sürüklenmenin anlamı nedir?

Maçın hakemi Cem Papila mı?

Beşiktaş'ın yediği ilk golde Pancu'ya yapılan faulu görmeyerek oyunu sürdüren ve golü hazırlayan Cem Papila mı?

Normal bir mücadelede, rakibine hiç temas etmediği halde, kırmızı kart alışkanlığını bir kez daha kullanarak A.Yıldırım'ı oyundan atan Cem Papila mı?

Özellikle oyunun ilk 25 dakikasında tüm tercihlerini Beşiktaş aleyhine kullanarak, oyunun çığrından çıkmasına çanak tutan Cem Papila mı?

Deplasman takımının haklarını korumak gibi babayiğitliğe soyunan ama karşı takımın haklarını unutup, tek taraflı düdük çalan Cem Papila mı?

* * *

Ve geliyorum, işin teknik yönüne ve Lucescu’ya...

Neden Beşiktaş'ın orta saha dinamizmi Guinti-Tayfur ikilisini bozar ve bu alanı rakibin egemenliğine teslim eder?

Neden Zago'yu, Ronaldo'nun yerinde oynatmayıp, Celil gibi çok hareketli bir futbolcunun markajında kullanır. Ve Zago'nun sonunu hazırlar?

Neden, Beşiktaş'ın dakika dakika yükselen sinir tansiyonunu düşürecek gerekli bir müdahaleyi yapmayarak, oyunu seyrine bırakır?

Neden böylesine kolay bir maça, Beşiktaş'ı tüm dış etkenlerden uzak tutarak, psikolojik yönden gönül rahatlığı ile stressiz ve korkusuz çıkmasını bir ders gibi ezberletmez?

Düşünüyorum, beynimi, aklımı zorluyorum. İşin içinden çıkamıyorum...
Yazarın Tüm Yazıları