Kapatın hoparlörü

F.BAHÇE’yi yakalayan şok yenilgi. Ve yediği 5 gol... Bitime 4 hafta kala G.Saray’ın Rize galibiyeti ile oturduğu liderlik koltuğu... Hepsi geride kaldı.

Ben bu haftayı düşünüyorum.

Cumartasi gecesi Şükrü Saracoğlu Stadı’nda oynanacak F.Bahçe-G.Saray maçı şimdiden yüreğimi kabartıyor. Hem de korkutuyor.

Böyle bir final iki ezeli rakibe yakışırdı. Ve kader G.Saray ile F.Bahçe’yi karşı karşıya getirdi.

Gerilere bakıyorum, ligin 47 yıllık geçmişinde benzeri bir finalin sayısı bir elin beş parmağını geçmez.

Öyleyse, gelin bu finalin tadını çıkartalım diyecek oluyorum... Korkularım beni dürtüklüyor...

Ya tatsız bir olay patlarsa!

Tribün terörü herkes gibi benim de aklıma işlemiş. Düşünüyorum ve bir dizi soruya yanıt bulamıyorum...

3Fanatizm bu finali çirkinleştirir mi?

3Yönetim kadroları yine bu finalin selameti için en azından hafta sonuna dek bir fair-play mütarekesinin altına imza atarlar mı?

3Böyle bir yaklaşıma yazılı ve görsel basın da yardımcı olur mu?

3Her iki taraf, olası bir hakem yanlışını -Onlar da insan, hata yapabilir- gibi centilmence bir yorumla geçiştirebilir mi?

3Her iki kulüp başkanı şimdiye dek hiç rastlanmamış bir jestle maça kol kola ve takımlarının önünde sahaya çıkabilir mi?

Kafamı kurcalayan daha bir yığın soru tek tek aklıma geliyor. Ve kör olası şeytan sanki beni dürtüklüyor...

Ya Manisa’daki gibi bir kara ses mikrofonu kapıp binlerce seyirciyi çıldırtabilir mi?

Ve tarihi finali ateşe atar mı...

Ben, geçen haftayı unuttum. Bu hafta nasıl kurtulur, onun peşindeyim.

Böyle bir finale binde bir rastlanır. Onu ağız tadı ve keyifle izlemek istiyorum.

Lütfen birbirimize yardımcı olalım!

* * *

VE
ezeli rakipler kolları sıvadı, derbiye hazırlanıyor. Kamuoyunda teknik açıdan da bazı sorular kafaları kurcalıyor.

Christoph Daum, derbide bir sistem değişikliğine gider mi. Sahaya hücum ağırlıklı bir kadro sürer mi?

F.Bahçe’yi izleyen muhabir arkadaşlarımın ortak bir görüşü var. Diyorlar ki...

Daum, tek santrfor düzenini bozmaz.

Neden bozmaz...

Alman hoca, bu düzenle müthiş bir çıkış yakaladı. 5 gol yediği Manisa maçında bile 3 gol attı. Ve daha çok pozisyon yakaladı.

Ve yine muhabir dostlarım şöyle bir görüşte birleşiyorlar...

Daum’un bir felsefesi var. Gol yemezsem, nasıl olsa bir tane atarım. F.Bahçe’yi derbide de aynı felsefe ile oynatır.

Diğer cephede de Eric Gerets’in G.Saray’ı nasıl oynatacağı tartışılıyor...

Üç puanlık avantajı korumak için beraberliğe mi yatacak. Yoksa...

Evet, bir hafta öncesine kadar derbide F.Bahçe’yi yenmek için planlar yapan Gerets, üç puan öne geçince verdiği bir demeçte ne kadar samimi idi, düşünmeye değer... Diyor ki.

Artık Kadıköy’de kazanmak zorunda değiliz!

Öyleyse, orta saha ve savunmayı sağlam tutarak, F.Bahçe’yi şok bir golle yıkmayı düşünebilir.

Ancak, Gerets’in huyunu bilenler, onun skorda eşitliği hiç sevmediğini söylerler.

Bu da aklıma bir başka soru getiriyor. Acaba Gerets de tek santrforla oynar mı?

Yani, işin önemine göre, bir gece de olsa hücum alışkanlığından vazgeçip, yakaladığı avantajın üzerine yatar mı?

* * *

SEVGİLİ Erman Toroğlu’na telefon açıp sordum...

Derbiyi hangi hakem yönetir.

Hocam, henüz bir araştırma yapmadığını söyledi. Ve ardından aklına gelen 3 isim sıraladı.

Cüneyt Çakır, Bülent Demirlek, Yunus Yıldırım.

Sonra şöyle dedi sevgili Toroğlu...

Bu, zor bir maç diye düşünerek derbiyi bir başka hakeme emanet edebilirler. Örneğin, bu isim Serdar Tatlı da olabilir.

MHK kimi seçerse seçsin, Tanrı kolaylık versin.
Yazarın Tüm Yazıları