İşlem tamam

OYUNUN ilk 45 dakikalık bölümü, Beşiktaş için kötü kullanılmış bir zaman dilimiydi.

Öncelikle golü getirecek ve rakibin direncini kıracak etkinliği hep yanlış bölgelerde aradı Beşiktaş... Yarı alanını kalabalık bir savunma duvarıyla kapatan rakibi, göbekten delme isteği, Beşiktaş'ın düşünce ve davranış yanlışıydı.

Böylesine çok adamla kalesini savunan bir rakibi, topu kanatlara taşımadan dize getirmek mümkün değildi.

Oysa, Beşiktaş pozsiyonu, ısrarla Sergen'in ayağından çıkacak toplarda arıyordu. Ve her topu rakip ceza alanına havalandırarak karambol golü peşinde koşmak, Altay'a sunulan bir avantajdan başka ne olabilirdi...

Böylesine sıkışmış bir oyunda Tümer'in devreye gireceği dakikaları ısrarla bekledim. Onu ancak ilk yarının 34. dakikasında kaçırdığı bir gollük pozisyonda görebildim...


Beşiktaş, dün gece klasik değerlerinin hiçbirini sahaya yansıtamadı. Sadece, oyunun final bölümünde kazanmak için harcadığı olağanüstü çaba, Beşiktaş'ın alkışlanacak tek güzelliğiydi.

Beşiktaş'ın hücumda yaşadığı sıkıntıları tüm ayrıntılarıyla gördüm.

Sergen'i, Ahmet Dursun'un yanında oynatmak, Beşiktaş'ın bu bölgede çektiği sancıya asla bir çare olamaz. Böyle bir davranış, hem Sergen'i, hem de Beşiktaş'ı zora sokmaktır.

Lucescu'nun golden sonra İbrahim'i çıkartıp, Eser'i oyuna alması ve hücumda çoğalma isteği acaba doğru bir tercih miydi?

Beşiktaş'ın yaşadığı pozisyon sıkıntısı açısından düşünürsek, bu kadar sabırla beklemesi bile hataydı...

Ancak, oyunu riske atması Lucescu gibi garantiyi seven bir teknik adam için belki de oynanan bir kumardı.


Beşiktaş'ta iyi oynayan parmakla gösterilebilecek kadar azdı. Giunti iyi savaştı, İbrahim yine çok koştu, Ronaldo en tehlikeli anlarda ortaya çıktı.

Ahmet Dursun için yazacaklarımı düşünürken, öyle bir gol attı ki, sanki lafı ağzıma tıkadı... Biraz hırpalayacaktım Ahmet Dursun'u, golden sonra vazgeçtim.

Selçuk Dereli'nin Altaylı Murat'a gösterdiği ikinci sarı kartı yadırgadım. Eğer inanarak bu kartı çıkarttıysa, kutlarım. Ancak, bana biraz şov gibi geldi... Yanılıyorsam, özür dilerim...
Yazarın Tüm Yazıları