Paylaş
Heyecanım bölünmüş ve parçalanmıştı... Sonra birden unuttum Danimarka-Yunanistan maçını. Milli Takım keyifle izleyeceğim bir performansla Almanya’yı sallamaya başlamıştı.
İlk 45 dakikaya sığan 4 net pozisyon ve bir gol... Böyle bir Milli Takım’a kafamı çeviremezdim.
Tümer Metin ve Yıldıray’ın ayağından çıkan her top, Milli Takım’ı pozisyona koşturuyordu. Ve her ikisi de sahayı akıllıca kullanıyorlardı. Teknik becerileri üst düzeydeydi. Milli Takım’ı sahanın etkili bölümlerine kolayca taşıyorlardı.
Halil Altıntop, fiziği, duruşu ve vücudunu kullanış biçimiyle gerçek bir santrfor... Topla buluşmadan bir sonraki pozisyonun yorumunu yapabiliyor ve kendini rakip savunmadan saklamasını biliyor.
* * *
Orta sahada Hüseyin-Selçuk ikilisi savaşçı kişiliklerini koyu bir disiplin ciddiyetiyle birleştirerek, sade ama verimli bir oyun sergilediler. Herhalde, Terim’in de onlardan beklediği buydu...
Nihat Kahveci’nin oyuna ısınmakta zorlanmasını hiç yadırgamadım. Uzun süren sakatlığının ardından oynadığı ilk milli maç, onun için bir deneme gibi düşünülmelidir...
Savunma bloğu özellikle ilk yarıda sorumlu olduğu bölgeyi başarıyla kontrol altında tuttu. Tehlikeli noktalara hiçbir Alman’ı sokmadı.
Kaleci Volkan olağanüstü bir özgüvenle oynadı. Sinkievicz’ın şutunu nefis bir refleksle kurtarırken, formda kişiliğinden çarpıcı bir örnek verdi.
Terim, ikinci yarıda Yıldıray ile Tümer Metin’i oyundan aldı. Herhalde çarşamba gecesini düşündü...
Bu ikili belki de Arnavutluk maçının kaderini belirleyecek. Daha fazla sahada kalmaları bir özel maç için gereksizdi.
Ve Kopenhag’tan gelen müjdeli haber Halil Altıntop’un attığı gol kadar ses çıkardı. Bu Milli Takım’ın çarşamba gecesi Arnavutluk’u yeneceğine yürekten inanıyorum. Ve biliyorum ki, başta Fatih Terim ve tüm futbolcular dün Almanya karşısında bunun provasını yaptılar. Ve şimdiden müjdesini verdiler...
17 yaşındaki Nuri Şahin mi neler yaptı? Maçın bitimine 5 dakika kala oyuna girdi ve akıl dolu bir gol attı. O da gelecekte bir büyük futbolcu olacağının sinyalini verdi..
Paylaş