İki ruhlu aktör

Mesleğindeki disiplin ve iş sorumluluğu Alman kültürünün Deniz’e bağışladığı en zengin mirastır. Gerçek bir profesyonel. Sahadan dışarı çıktı mı, biraz bencil, oldukça cimridir.

İYİ ve kötüyü oynayan bir aktör gibidir. Özel yaşamında başka, sahada bambaşka...

‘Kötü’yü daha sonraki satırlara itiyorum ve sahadaki iyi adamı bilgilerinize sunuyorum...

Erzincan’da doğdu, Almanya’da büyüdü. Ve Alman kültürü ile yetişti Deniz... Sahadaki disiplin ve iş sorumluluğu, Alman kültürünün Deniz’e bağışladığı en zengin mirastır.

Deniz, gerçek bir profesyonel. Sahaya çıkar, kulaklarını tribünlerden gelecek seslere kapar ve işine bakar. Sanki, başka bir dünyanın adamıdır. Ve doksan dakikayı kurulu bir makine gibi tamamlar.

Kimse ile gereksiz sürtüşmelere girmez. Oyunu kartsız bitirmeye özen gösterir.

Hakeme pek itiraz etmez. Verilen kararın bozulmayacağını bilir. Onu herhangi bir münakaşa ortamında göremezsiniz. Çatışma çıktı mı, hemen sahanın bir köşesine saklanır. Ve hır-gür bitmeden ortalığa çıkmaz.

Sarı ve kırmızı kartlardan ödü kopar.

Olağanüstü hırslıdır.

Ufak sakatlıkları ileri sürerek, kaytarmak gibi bir huyu yoktur. Oynamak için can atar.

İdmanlardan keyif alır. Her idmana bir maç havasında çıkar.

Hava toplarındaki zamanlaması iyidir.

Oyunu eksiksiz okur. Özellikle sezgileri olağanüstü güçlüdür.

En belirgin eksiği, şut atmayı pek beceremez. Bu noksanını hala gideremedi...

ŞİMDİ
sahadaki Deniz’i oralarda bırakıp, aramızdaki genci takdim ediyorum...

Aksi ve huysuz. Büyük-küçük tanımaz. Lafını esirgemez...

Arkadaşlarının yalancısıyım... Biraz bencil, çokca cimridir.

G.Birliği’nin 15 yıllık masörü Hacı’ya bir sorun... Bugüne dek bana harçlık vermeyen tek futbolcu Deniz’dir diyor...

F.Bahçe ile anlaştığı haberi yayılınca, arkadaşlarının baskısına dayanamayıp, onları bir kebabçıya götürdü. Ve Deniz’in bu cömertliği G.Birliği’nde yılın olayı olarak yorumlandı!.

Yine arkadaşlarının söylediğine göre, birine işi düştü mü, o kişi ile can-ciğerdir. İşi bitti mi, selamı-sabahı keser.

Gazetecilerle iyi geçinir. Ancak, onlar arasında da seçim yapar. Özellikle ulusal basın ve televizyonculara farklı davranır.

H H H

DENİZ, Almanya’da ofansif orta saha oynamasına karşın, Türkiye’deki hocaları onu hep savunmada görevlendirdi. Hiçbir sitemi olmadı Deniz’in... Ne Şenol Güneş’e, ne de Ersun Yanal’a...

Christoph Daum’un, Deniz’e nerede ve nasıl görev vereceğini herkes gibi merakla bekliyorum.

H H H

Bu arada, Şenol Güneş’in, Deniz ile ilgili yorumunu dinlemenizi istiyorum...

Yumuşak, asla gerginleşmeyen bir oyun yapısı var.

Tekniği bir savunma oyuncusu için oldukça fazla.

Savunma oynamasına karşın, bir orta saha elemanı özelliklerini taşır.

Vücut vücuda oynamaktan, çatışmaktan pek hoşlanmaz.

Çabuktur, iyi sıçrar.

Şenol Hoca’
ya sordum...

Sahadaki kötü yönü nedir?

Aşırı güven....

Ve ekledi Şenol Hoca...

Bu da ara sıra beklenmedik hatalar yapmasına neden olur...

BAŞKA
neler dediler Deniz için? Arkadaşlarının söylediklerini noktasına virgülüne dokunmadan hemen aktarıyorum.

Dışarıda gözü yoktur. Ailesine bağlıdır. İstanbul’da bahçeli bir villada oturmayı düşlüyor. Ve bu villanın bahçesinde birkaç köpek beslemeyi planlıyor.

Deniz, evcil hayvanları sever. Özellikle köpekleri. Ama bir başkasının köpeğini gördü mü, tabanları yağlar ve arkasına bakmadan kaçar.

Almanca ve İngilizce konuşur.
Evde de Almanca konuştuğu için çocuğu Türkçe bilmez.

Özellikle Alman TV kanallarını izler, Alman dergilerini okur.


İstanbul’a, özellikle F.Bahçe’ye gelmekten mutluluk duyuyor. Ancak, İstanbul trafiği gözünü korkutuyor.

Ve diyor ki...

F.Bahçe gibi bir büyük takımda oynamaktan çekinmiyorum. Ancak, İstanbul trafiğini düşündükçe tüylerim ürperiyor.

Unutmadan hatırlatayım...

Sahadaki o uysal Deniz, trafiğe çıktı mı tam bir çılgındır. En ufak bir hataya ve gereksiz sollamalara hemen isyan eder.

Ve hiç çekinmeden arabadan inip, karşınıza dikilir.

Benden söylemesi...

YARIN: SONG
Yazarın Tüm Yazıları