İki adam

KOMİK bir golün yarattığı stres, Beşiktaş'ın yaşayacağı zorlukların ilk sinyalleriydi.

Zago'nun geri pasında Cordoba'nın iki bacak arasından kaçırdığı topun, Yusuf'a rahat bir gol pozisyonu hazırlayacağı kimin aklına gelirdi...

Bu, Cordoba'nın beklenmedik anlarda sorumsuz ve şımarıkça davranışlarının bir tekrarıydı. Faturası Beşiktaş'a kesildi...

Paniğin başladığı, stresin arttığı dakikalarda kaçırdığı fırsat için Sinan Kaloğlu ne gibi bir mazeret üretebilir merak ediyorum.

Bu da, Sinan'ın kişiliğinde sergilenen inanılmaz bir beceriksizliğin görüntüleriydi... Faturası yine Beşiktaş'a kesiliyordu.

Cordoba'nın yediği gol ile Sinan'ın kaçırdığı pozisyon, ilk 45 dakikanın kısa yorumuydu.

* * *

Beşiktaş, Sebat'ın uyguladığı alan savunması kalabalığında ilk yarı adeta boğuldu. Zaman zaman kanatlara taşıdığı toplarda, Okan Koç'un gayretine bir şey söyleyemem... Ancak, rakibi yıkacak can alıcı hamlelerde etkisizdi. Sol kanatta Serdar, uzun süre kenarda beklemenin ürkekliği ile oynadı. İlk yarıda sanki uykudan yeni kalkmış gibi şaşkın ve ağır adımlarla dolaştı.

Beşiktaş savunma adamları Zago-Ronaldo-Ahmet Yıldırım üçlüsünün zaman zaman yan pas alışverişi, Beşiktaş'ın temposunu düşürüyor.

Oysa, Beşiktaş'ı ateşleyen özellik çabuk oyun ve yüksek tempo değil mi?

Yarı alanını çok adamla savunan Sebat'ın üzerine oyalanarak gitmek, rakibe yardım etmekten öte ne olabilir...

* * *

Beşiktaş beklenen tempoyu, oyunun final bölümünde yakaladı. Ve Tümer'in klas golüyle kişiliğine döndü. Lucescu'nun, ikinci yarıda Serdar Topraktepe'yi santrfor gibi belirli özellikler gerektiren bir bölgede oynatmasını yadırgadım. Başkaları da şaşırdı...

Ama attığı kafa golünden sonra Serdar Topraktepe'nin Kocaelispor'da iki sezon santrfor oynadığı gerçeği akıllara geldi. İlhan Mansız ve Ahmet Dursun'un yokluğunda, Sinan ile A.Hassan'ın verimsiz ve silik gününde, Serdar Topraktepe bayağı iş gördü. Ve attığı nefis kafa golüyle, Beşiktaş'ı kurtardı.

İbrahim için çok şeyler söyleniyor... İyi veya kötü oynuyor... Ancak, Beşiktaş için ne anlam taşıdığı, ikinci yarıda oyuna girdikten sonra bir kez daha anlaşıldı.

Beşiktaş'ta iki adam var... Kolay kolay vazgeçemezsin. Biri Giunti, diğeri de kesinlikle İbrahim Üzülmez.
Yazarın Tüm Yazıları