Güçlü ve suçlu

İki yıl daha oynayacak. Sonra bu alemden gidecek. Veda yıllarında Bursaspor tribünlerine iz bırakacak bir performans sergilemek için can atıyor.

BİR GÖNÜL ADAMI... Ağzından çıkanı önce kendi dinler. Uyarsa sonra söyler. Kırmaktan ödü kopar. Kendine acımasız ve gerçekçi. Yaşamındaki suç dosyasını aralarken hatalarının üstüne gidecek kadar da yürekli.

Geçmişini eleştiriyor, yenilere ders vermeye kalkmıyor. Lafa sallayarak başlayanlardan değil. Diyor ki...

Yeni nesil zeki ve akıllı. Nasıl davranacaklarını biliyorlar.

Ve bir soru sordum sevgili Yusuf’a...

Özel seyircin var. Oynarken keyif veriyorsun. Yine de bir eksiklikten sözediyorlar. Nasıl söyleyeyim?

Hemen anladı derdimi. Lafın gerisini beklemeden yanıtladı...

Alt yapım yok. Bu da bizim neslin suçu değil. Galiba, erken gelmişiz bu aleme!

Yusuf ile yaklaşık yarım saatlik bir söyleşi yaptım... Her sorumu içtenlikle yanıtladı. İşe başkalarını karıştırınca sesi kısıldı araya laf karıştırdı.

Sevgili Yusuf, futbol sana nasıl davrandı. Nankörlük etti mi?

O, cömert davrandı da ben nankörlük ettim...

Paraları ne yaptın. Yiyip bitirdin mi bekarlık döneminde?

Yok canım... Bir yapsam, "Beş yaptı" dediler. Biraz da abarttılar.

Her neyse, para da senin zevk de...Geleceğin garantide mi?

Elbette, akılsız hovardalardan değilim.

Diyorlar ki, Yusuf nereye gitse kalbi-gönlü Fener’dedir?

Doğru. Fenerli’yim. Koyu bir Fenerli. Ama iyi de bir profesyonelim.

Nasıl yani?

Yani, F.Bahçe’yi gördüm mü, yelkenleri indirmem. Çıkar aslanlar gibi oynarım.

Peki, F.Bahçe maceran neden kısa sürdü?

Gençlik işte. Aklımız bir karış havadaydı.

Yine kendini suçluyorsun?

Kimse bana kötü davranmadı ki... Ben yanlış davrandım.

VE artık Bursaspor’da Yusuf... Önce Yunan takımı Xanthi ile anlaştı. Ön sözleşme de imzaladı. Sonra Bursaspor’un teklifi geldi.

Nasıl karşıladın bu teklifi?

Sayın başkanım İbrahim Yazıcı, "Bize gel. Mutlu olursun" dedi. Ancak, daha sonra sıkıntılar yaşadık. Yine başkanımız her şeyi çözümledi. Şimdi gerçekten mutluyum...

Denizlispor’dan kırgın mı ayrıldın?

Kesinlikle değil. Misyonumu tamamladım, bitti. 3 yıl Denizli’nin tadını çıkardım.

Avrupa’da oynayacak özelliklere sahipsin. Gitmediğine pişman mısın?

31 yaşından sonra pişmanlık neye yarar. Zamanında düşünmek gerek.

Bir şey soracağım. Kiminle yan yana oynamak isterdin?

Mesela, Sergen Yalçın...

Oynayabilir miydiniz?

Hem de nasıl. Ancak, sağımızın, solumuzun, güçlü, kuvvetli olması gerekirdi.

Ve bir şey söyledi Yusuf... Hep düşünürmüş. Ama kısmet olmamış.

Benim başka bir arzum vardı. Orta sahada Yusuf ve Ceyhun. Önde, yani santrforda Semih. Böyle bir beraberlik bir takıma çok şeyler kazandırırdı.

İKİ yıl daha oynamayı düşünüyor Yusuf. Yani, 33’ünde perdeyi indirecek. Onunla ilgili her şey yazıldı, çizildi.

Kimini saygı ile karşıladı kimini tebessümle... Ama kızarak okuduğu tek şey şu satırlar oldu...

Yine yorulunca, oyundan düştü!

Oysa, Yusuf bu konuda farklı konuşuyor...

Maç kasetlerine bir baksınlar. İncelesinler, yorulmuş bir futbolcu hali görecekler mi yüzümde!

Ve ekliyor sevgili Yusuf...

Ben, maç bittikten sonra yorulurum. Oynarken değil!

* * *
Ve Yusuf’a huyunu-suyunu sordum. Ağzından dinleyin ve onu daha iyi tanıyın...

 Huysuz bir insan değilim. Galiba biraz sinirliyim. Ama saman alevi gibi. Hemen söner.

 Öyle hobim filan yoktur. Hani, araba merakıymış, başka bir şeymiş. Hangi araba olursa binerim. Ne yakışırsa onu giyerim. 

Söylediğim gibi F.Bahçeli’yim. Ama İspanya’da oynamak çok isterdim. Hangi takımda mı? Herkes gibi Real Madrid veya Barcelona...

 Gezmekten, eğlenmekten hoşlanırdım. Şimdi ailemle beraber yaşamaktan zevk alıyorum. Bu arada arkadaşlarımla sohbet de hoşuma gidiyor. Dünü bugünü konuşuyoruz, gülüşüyoruz...

 Müzik hobim de yoktur. Ama iki sesi dinlemek beni duygulandırır. Biri İbrahim Tatlıses diğeri de Hakan Altun. 

Bursaspor’da çok başarılı olacağım. Çünkü, beni çok istediler. Kimseye borçlu kalmayı sevmem. Bana gösterilen ilginin karşılığını hemen veririm. Bu huyumu da çok beğenirim.

Bu sevda orda biter

BURSA seyircisi Yusuf’u çok sevecek. Onda bir zamanlar gönül verdikleri Elvir Baliç’in özelinden örnekler bulacaklar.

İnanıyorum böyle olacak. Ve Yusuf şimdiye dek hiçbir yerde görmediği sevgiye Bursa’da kavuşacak. Dostlarım söylerdi... Elvir Baliç, caddede yürürken ve karşıdan karşıya geçerken, trafik durur, arabalar ona yol verirdi! Yusuf da bu sevgiyi yaşayacak Bursa’da... Ve yine inanıyorum, bu sevda orada bir jübile ile noktalanacak!
Yazarın Tüm Yazıları