Göztepe gelir aklıma

BAŞKANIN salladığı siyah bir mendil, Vestel’i Süper Lig’den alıp götürdü. Manisaspor böyle bir acıya ne kadar dayanabilir?

Harcanır gider mi? Yoksa bir başka şirketin şefkatine mi sığınır? Ya da onun bunun elinde gün ve gün eriyip solar mı? Zaman gösterecek!

Ege’den bir takımın başına bir şey geldi mi, hemen Göztepe’yi hatırlarım. O efsane takımın çöküşünü, kayboluşunun hüznünü bir kez daha yaşarım.

Tanrı Manisaspor’u korusun. Kaderinin Göztepe’ye benzemesini hiç istemem. Her neyse...

Başkan Haluk Çubukçu’nun veda konuşmasındaki sözleri ve sloganlar her hafta coşku ile izlediğimiz Süper Lig’i tepeden tırnağa bir şaibenin pisliğine atıyordu. Ve diyordu ki... 

Kirlenen futbol ve ahbap-çavuş ilişkilerine artık dayanamaz duruma geldik.

 Boyumuzun ölçüsünü aldık. Türkiye’de birçok şeyin kolay değişmeyeceğini de anladık.

 Temiz, adaletli futbol için sponsorluktan çekildik.

Ve başkan, bildirisinin final bölümünde gönlündeki yönetimin de tarifini yapıyordu...

Adaletli... Renklerin ve kişilerin hakim olmadığı, kavgacılara ödün vermeyen bir yönetim istiyoruz.

Ve anladığım kadarınca son cümlesinde koca bir taşı da Süper Lig’in üzerine yuvarlıyordu...

Kirliliğin bulunduğu yerde biz yokuz!

* * *

BAŞKANIN
açıklamasının her satırından ateş fışkırıyordu. Doğruları ve yanlışları tek tek ayıklamaya çalışırken, bir yandan düşündüm.

Bu beraberlik böyle bitmemeliydi. Ne bitmesi, hep sürmeliydi.

Şikayetlerinize bir yorum getirmiyorum sayın başkan. Belki yerden göğe kadar haklı da olabilirsiniz. Her şeye rağmen bu mücadelenin içinde olmalıydı Vestel.

Çünkü, o bir örnekti. O, diğer şirketleri, sponsorları Süper Lig’e ve liglerimize imrendirecek bir değerdi.

Yeni ilişkileri, birliktelikleri doğuracak bir lokomotifti.

7 yıllık bir aradan sonra gel boz bu nikahı...

Sayın başkan işin bir de bu yüzü var. Keşke, tarihi kararı bir kez daha gözden geçirseydiniz. Ve öfkeniz dindikten sonra böyle bir işe kalkışsaydınız.

Ben, Ege’den bir takımın başına bir şey geldi mi, hep Göztepe’yi hatırlarım.

Eğer Manisaspor’un da başına bir şey gelirse, hep Vestel’i anacağım!

* * *

VE Hakan Şükür
muradına erdi. Metin Oktay’dan sonra Tanju Çolak’ın da bir unvanını elinden aldı. Manisa’da attığı gol ile yeni bir sıfat yüklendi...

Lig tarihinin en golcü futbolcusu. Tam 241 gol!

Rahmetli Metin Oktay, müthiş voleleri, havada kavisler çizerek attığı kafa golleri ve bomba gibi şutları ile anılırdı. Bir efsaneydi.

Sonra Tanju Çolak geldi. Farklı bir stil yarattı. Ceza sahası içinde inanılmaz becerikliydi. Ayağının içini kullanarak ne canlar yaktı. O da bu özellikleriyle anılıyor.

Ve ardından sevgili Hakan Şükür çıktı sahalara. Onu herkes biliyor. Gollerini, huylarını, attığı adımı bile... Yeşil sahalardan ayrılınca, o hangi özelliği ile anılacak? Attığı goller, kazandığı krallıklar bir yana... Nasıl anılacak?

Türk futbolunun en büyük emekçisi!

Hiçbir futbolcu vücudunu, nefesini, gücünü futbolun 90 dakikalık ömründe böylesine cömertçe harcayarak 36 yaşına dek rakipleri ile boğuşma zahmetine katlanmamıştır.

Hiçbir maçta kaytarmamıştır. Hiçbir maçı gönülsüz oynamamıştır. Ve hep savaşmıştır.

Ona sevgim-saygım bundandır!

* * *

HAFTAYA
damgasını vuran futbolculardan biri de Manisaspor’un 1986 doğumlu kalecisi Ufuk Ceylan idi. Ümit Milli Takım’a çağrılması da genç kaleciye iyi bir moral...

Aldığım duyumlara göre, Ufuk ile ilgilenen pek çok kulüp varmış. Ama Ufuk’a en yakın duran taraf da Galatasaray imiş. Bir bakıma geleceğe yatırım yapıyormuş.

Özellikle Adnan Polat bu işin sorumluluğunu yüklenmiş!

Ve Galatasaray camiasında şu sıralar en çok kaleciler konuşuluyor. Genel kanı şöyle...

Galatasaray’ın kurduğu kadroda, kaleye en çok Mondragon yakışırdı.

Manispor maçından sonra o kaleye Ufuk Ceylan’ın yakışacağını söyleyenlerin sayısı da bir hayli fazlaydı.

Demek ki, iş yine Polat’a düşüyor. Ne dersiniz, gelecekte bir bomba patlayabilir mi!
Yazarın Tüm Yazıları