JEAN Tigana geldiği günden bu yana böylesine eleştirilmedi. Ve Mösyö’nün teknik direktörlük kariyeri bu denli dillere düşmedi.
Trabzonspor, kafasına vura vura Beşiktaş’ı yendi. Ve tribünleri dolduran yaklaşık 32 bin taraftar da yaşadığı facia sonrası Jean Tigana ile gönül bağlarını koparttı.
Evet, gönül bağları koptu!
Eski açık, yeni açık... Numaralı ve Çarşı Grubu... Televizyon başındaki milyonlarca Beşiktaşlı kalemi kırdı ve kararını verdi...
Jean Tigana, Beşiktaş’ın ağırlığını taşıyacak bir teknik adam değil!
Şimdi neler olacak?
Hiçbir şey. Beşiktaş’ın bu nikahı bozması çok zor.
Mösyö’nün hatalarına ve kaprislerine katlanıp, bu zoraki nikahı sürdürmekte direnecek.
Başka çaresi var mı?
Bunca masraf ve emek. Tatlı hayaller ve beklentiler. Ve bir anda tükenen umutlar.
Beşiktaş’ın iyi bir ordusu var.Kumandanı yok.
Servisimize gelen telefonları ve sitemlerdeki çığlıkları bir duysanız... Neler söylüyorlar bir dinleseniz...
Ben yazamıyorum, sizler tahmin edin!
* * *
RİCARDİNHO’nun Beşiktaş’a transferi yanlış bir girişim miydi?
Hiç de değil.
Ancak, onu bir sol kanat oyuncusu gibi algılamak, tek kelime ile düşünce faciasıdır.
Sivasspor Başkanı sayın Mecnun Otyakmaz diyor ki...
"Futbolcularımızı sağlık kontrolünden geçiriyoruz. Ancak, zeka kontrolünden de geçirmemiz gerekiyor"
Sayın başkanın açıklamasını birkaç kez okuyup, sonra yorumlayın.
Ve bu laf nerelere kadar gider, bir düşünün!
* * *
GİDENİN arkasından konuşmak gibi olmasın. Lazaroni’nin Trabzonspor’u getirdiği yeri hep birlikte gördük.
Sonra bir yerli teknik adam geldi. Trabzonspor’u Lazaroni’nin attığı kuyudan çekip, İnönü’de Beşiktaş’ın önüne sürdü.
Beşiktaş, maçın kesin favorisiydi. Sonra ne oldu?
Ziya Doğan, doğru tercihler ve sağlıklı bir kadro ile çıktı, tahminleri alt üst etti.
Lazaroni’nin sadece 26 dakika oynattığı Ersen Martin’i ilk onbirde sahaya çıkarttı. Ersen, iki gol attı. Nefis oynadı.
Maçın genelinde her bakımdan akıllı-dengeli bir oyun kurgusu ile Trabzonspor’u başarıya koşturdu Ziya Doğan...
Geçiyorum Kadıköy’e... Antalyaspor maçında savaşı F.Bahçe kazandı.
Ama bir kıyaslama yapalım. Ve izleyenlere soralım...
İki teknik adamın mücadelesinde ağır basan taraf kimdi...
Yılmaz Vural mı, yoksa Zico mu?
Hatırı sayılır bir çoğunluğun Yılmaz Vural’dan yana oy kullanacağına inanıyorum.
G.Saray’ın, Denizli beraberliğinden sonra Erik Gerets’in aldığı eleştirileri bir hatırlayın...
Ve sonra bizim teknik adamların değerlendirmesini yapın.
Onları daha çok seveceksiniz!
* * *
KOŞSUN veya yürüsün. İyi veya kötü oynasın.Rakamlar hep Alex de Souza’yı gösteriyor.
F.Bahçe’nin attığı 15 golün 6’sında onun imzası var.
Üstelik, 4 de gol asisti yapmış.
Bir futbolcu herhangi bir takımın başarısında ancak bu denli etkili olabilir!
Ve bir başka gerçek.Her koşulda Tuncay Şanlı’sız bir F.Bahçe düşünmek istemiyorum.
Yok, ayağındaki topu kontrol edemiyormuş. Savrukmuş...
F.Bahçe’nin zora girdiği dakikalarda attığı gollere, yaptığı işe bakın.
Zico, Antalya maçında onu oyuna almakta biraz daha gecikseydi, bugün Tigana’ya yöneltilen eleştiri oklarının bir kısmı Brezilyalı hocaya saplanırdı.