Seyirci, Fenerbahçe'ye nefis bir moral sofrası hazırlamıştı. Denizli yenilgisi unutulmuştu, sevgi, coşku ve alkışlarla karşılıyordu Fenerbahçe'yi.
Her nedense, Fenerbahçe oyunun ilk 20 dakikalık bölümünde bu sofrada sanki bir yabancı gibi oturuyordu. İlk şutunu ancak 14'üncü dakikada atan ve ilk pozisyonunu 20'nci dakikada yaratan Fenerbahçe, bu arada bir de gol yiyordu. Tribündeki coşkulu taraftar ile sahadaki heyecansız Fenerbahçe arasında anlaşılmaz bir farklılık oluşuyordu. Ve sevginin öfkeye dönüşmeye başlayacağı dakikalardı... Sanki sihirli bir el Kennet Andersson'u sahaya itiyor ve 35'lik kurt dört dakikada oyundaki dengeleri alt üst ediyordu. Kennet Andersson, Bursa ceza sahasında, bir gecekondu mahallesinde yükselen gökdeleni andırıyordu. İki kez yükseldiği hava topunun birini Serhat'a ikram ediyor, diğerini de Ali Akdeniz'in önüne gol pası olarak yuvarlıyordu.
ETKİLİ ATAKLAR
İlk 20 dakikanın stresinden kurtuluyordu Fenerbahçe. Abdullah daha farklı oynuyor, Hakan Bayraktar pas trafiğine rahatlık sağlıyor ve Fenerbahçe, Bursa kalesine etkili ataklarla koşuyordu. Koşanların başında da Serhat geliyordu. Sahi, bu çocuk bir dakikasını bile boş geçirmiyor. Oyunu geniş ve zor bölgelerde kabulleniyor, rakiple boğuşmaktan kaçmıyor. Ve bazı pozisyonlardaki şaşkınlığı ve beceriksizliği de herhalde fazla koşmaktan kaynaklanıyor. Gücünü diğer bölgelerde tüketiyor, gol noktalarına ve ceza sahasına yorgun geliyor. Henüz 20 yaşında... Gelecek yıllar, oyun bölgelerini nasıl kullanması gerektiğini genç Serhat'a herkesten daha iyi öğretecek. Fenerbahçe'nin dün gece iyi oynadığını söyleyemeyeceğiz. Bunu Revivo, Rapaiç, Ogün ve Oktay gibi futbolcuların yokluğuna da bağlamayacağım. Çünkü, sahada oynayanlarla kenarda bekleyenlerden oluşacak bir kadronun yıldızları hiç aratmayacağı gerçeğine inananlardanım.
Öyleyse neydi dün gece Fenerbahçe'nin eksiği? Tempoda süreklilik yoktu, kanatlar gerektiği kullanılmıyordu. Ve en önemlisi oyunun kontrolünü zaman zaman rakibe kaptırıyordu. Yine de Fenerbahçe'yi kutluyorum. Zor ve stresli bir gece yaşayacakları belliydi. Bu geceden fire vermeden kurtulmayı başardıkları için sevinsinler.