En iyisi Ronaldo

BERBAT bir havaydı ve kaygan saha oyunu zorlaştırıyordu. Herkes riskten kaçıyordu... Risk alanlar da beceri ve teknik gibi farklı özelliklerini istenilen düzeyde kullanamıyordu.

İlk yarıdaki Baya'yı bunların dışında tutuyorum... Her gittiği bölgeye pas rahatlığı ve pozisyon zenginliği taşıdı. Baya'yı ilk kez böylesine etkili ve verimli görüyordum. Ancak, ikinci yarıda yoruldu, oyundan düştü, silinip kayboldu.

İlhan Mansız-Ahmet Dursun ikilisi henüz beklenen kıvamda değildi. Birbirlerine yabancı gibi duruyorlardı. Zaman, onlar için en iyi ilaç... Ahmet Dursun'da uzun geçen sakatlık döneminin belirtileri hemen fark ediliyordu.

YERİNİ YADIRGADI

F.Bahçe maçının flaş adamı Tayfur, orta sahanın sağında görevliydi. Bu bölge ona göre değildi. Yerini yadırgıyor ve düşündüklerini uygulamaya sokamıyordu. Hadi, daha doğrusunu söyleyeyim, sevmediği yerde sanki oynamak istemiyordu.

Solda İbrahim'le Bayram hücum ve savunma bölgelerini dönüşümlü olarak hatasız kullandılar. Yasin, F.Bahçe maçının bir kopyasını oynadı. Karşısına aldığı her rakiple boğuştu, oyunu diri tamamladı. Savunma, ilk yarının başlarında bir pozisyon dışında rakibe fırsat vermedi. Özellikle adam paylaşımında geçen haftaların hataları yoktu.

Ronaldo için ayrı bir paragraf açıyorum. Berbat sahada sezgileri mükemmeldi. Arkadaşlarını ve rakip atakları çok iyi kontrol etti.

Kötü hava şartları hakem Erol Ersoy için de geçerliydi. Bu nedenle, uzun bir süre onu yazıma almamak için direndim. Ancak, Youla'nın Yasin'e attığı tabanı cezasız bırakınca, hemen eleştiri oklarımı Ersoy'a çevirdim. Ve yıldızını teke düşürdüm.
Yazarın Tüm Yazıları