Değişmez ikili

Beşiktaş, oyunun başlangıç bölümünde yakaladığı yüksek tempoyu hatasız bir pas yüzdesiyle bütünleştirerek maçın sonucuna yönelik umut ışıkları saçıyordu.

Kazanma hırsı üst düzeydeydi... Her bir Beşiktaşlı taşıdığı sorumluluğu eksiksiz bir fizik kondisyon zenginliğiyle sahanın her bölgesine taşıyordu.

Sağ kanatta Khlestov, inanılmaz bir hücum hevesi sergiliyor, Baya'nın da bu alandaki etkinliğiyle Beşiktaş kovaladığı gole adım adım yaklaşıyordu.

Oysa, beklenmedik iki olay Beşiktaş'ın yüksek temposuna bir bıçak gibi batıyor ve dengeleri bir anda alt üst ediyordu. Biri, Fevzi'nin yediği kusurlu gol, diğeri de oyunun stresine kapılarak sahaya fırlayan birkaç seyircinin yarattığı çılgınlık...

Böylesine bir ortamdan Beşiktaş'ın nasıl sıyrılacağını endişe ile bekleyenler bir gerçeği unutuyorlardı. Sahadaki 11 Beşiktaşlı sadece kazanma duygularıyla donatılmıştı ve 3 puan için hilesiz bir savaşım örneği sergiliyordu.

GOLCÜ KİŞİLİK

Ali Eren
her topa kafasını sokuyor, Tayfur orta sahanın her bölgesini parselliyordu. Tümer farklı tekniğiyle, İbrahim de tükenmeyen enerjisiyle oyuna yüreğini koyuyordu.

Beşiktaş, sanki bir gönüllüler ordusunu andırıyordu. Böyle bir gecede İlhan Mansız'ın ortalarda etkisizce dolaşmasına kızanlar, bir başka gerçeği daha ıskalıyorlardı. Mansız bir golcüydü, beklenmedik bir anda ortaya çıkar ve skoru değiştirebilirdi. Böyle düşünenler yanılmadılar. Mansız, 48. dakikada skoru değiştirirken, golcü kişiliğinin en basit örneklerinden birini sunuyordu.

Benzeri sözleri Daum'un ikinci yarıda oyuna aldığı Ahmet Dursun'un attığı 3. gol için tekrarlayacağım.

Düşünüyorum ve hiç de yanılmadığımı hissedebiliyorum. Bundan böyle her maçını bir final havasında oynayacak Beşiktaş'ın hücum bölgesini İlhan Mansız-Ahmet Dursun ikilisine teslim etmek, tribünlere keyif, rakibe de korku verir.

Ben böyle yorumluyor ve bu ikiliyi hep birlikte görmek istiyorum. Bilemiyorum, Beşiktaş tribünleri ne düşünür?
Yazarın Tüm Yazıları