BBEŞİKTAŞ’ın ritim ve tempo yakalaması zaman alıyor. Boşa harcadığı dakikalarda da strese giriyor. Mustafa Denizli’nin sahaya sürdüğü kadronun benzeri sıkıntılar yaşayacağını hiç beklemiyordum. Dörtlü savunma, tek ön libero, üçlü bir orta saha ve çift santrfor...
Böyle bir kadronun özellikle hücum girişimlerinde zorlanacağını hiç düşünmedim.
Biri kalkıp söylese, gülüp geçerdim!..
Bu kadro, oyunun ilk 45 dakikalık bölümünde rakip kaleye sadece 2 şut attı. İkisi de Delgado’dan... Ve akıllarda kalacak tek hücum organizasyonu gerçekleştiremedi.
Rakip, orta alanda gönlünce dolaştı. Ve her kontratakta bu alanı kolayca geçti. İlk yarının son dakikalarında İstanbul BŞB’nin bir atağında Beşiktaş’ın sahaya yerleşim düzeninden bir manzara sunmak istiyorum... Marcin Kus, kendi yarı alanından aldığı topla Beşiktaş kalesine yöneldi. Tello, orta sahada çakılıp kaldı. Rakibi kovalamak gibi bir yardımlaşmaya girişmedi.
Ernst de pozisyona soğuk kaldı. Tek kişi peşine takıldı Marcin Kus’un... Santradan kopup gelen Mert Nobre...
Biraz ayıp oldu değil mi! Kaptan koşuyor, diğerleri kaytarıyor.
* * *
ÖZELLİKLE oyunun final bölümünde Beşiktaş’ın beklenen ritim ve tempoyu yakalayacağına inanıyordum. Delgado ve Tello, oyunu sırtlayacak... Bobo, eli belinde dolaşmaktan vazgeçip, Nobre ile hücumu renklendirecek... Ve Beşiktaş, Trabzonspor ile Gaziantepspor maçının ikinci yarısındaki temposuna ulaşarak işi bitirecek...
Böyle düşünüyordum. Ancak kenarda dolaşan Mustafa Denizli’nin telaşlı adımlarından işin iyi gitmediğini herkes gibi hissediyordum.
Bu oyunla Beşiktaş’ın kaderi bir şans golüne bağlıydı!
Denizli, Holosko’yu oyuna alırken bunu da düşündüm. Ve oyun biterken, aklım bir şeye takıldı.
Bir takımda bir kişi çıkıp da adam gibi oynamaz mı!
Mert Nobre dışında adam gibi oynayan biri çıkmadı ama... Beşiktaş, Tello ve Gökhan Zan’ın beklenmedik golleriyle üç puanı kurtardı.
Doğrusunu söylemek gerekirse, bu oyuna 3 puan çok bile!
* * *
DÜN bir kez daha gördüm ve yaşadım.Beşiktaş’ın özellikle skora yönelik çektiği sıkıntılar sadece çift santrfor kurgusu ile çözülecek gibi değil. Beşiktaş, hücum organizasyonunu bir-iki kişinin ayağına bırakırsa... Kenar adamları gerektiği gibi oyuna katılmazsa... Beşiktaş sağlam ve sıhhatli bir takım kimliğine kavuşma yolunda zaman yitirirse... Dün İnönü’de çektiği sıkıntıları başka sahalarda da yaşayacaktır.