Çatışma

ERTUĞRUL Sağlam, Zürih’te Beşiktaş’a yakışan kostümü seçti ve giydirdi. Sağ kulvarda Ali Tandoğan, solda Serdar Özkan... Orta alan boşluğunda Ricardinho. Ve Delgado’nun bir adım ötesinde Bobo...

Haberin Devamı

Tam anlamı ile bir hücum mangası.

Kadroyu okuduktan sonra, Ertuğrul’un sağlam yüreğine koca bir alkış gönderdim. Sahaya sürdüğü onbir hücuma koşacak, pozisyon kovalayacak ve rakibi sahasında vuracaktı...

Gollü bir skorun İnönü’ye taşıyacağı avantajı düşünmüştü. Ve hiç çekinmeden uygulamaya koymuştu Ertuğrul Sağlam...

İkinci dakikada Delgado’nun attığı erken golü kimse beklemiyordu. Herkes için bir sürprizdi. Ancak, bu gol maçın sonu değildi. Koşulacak uzun bir yol vardı.

Bunun yorumunu yapamadı sahadaki Beşiktaş... Kenardan, teknik kadrodan bir uyarı geldiğini düşünmüyorum bile. Beşiktaş, bu golün psikolojik baskısı ile oynamısı gereken oyun düzeninden uzaklaştı. Tempoyu düşürdü, yan paslar ve ağır davranışlarla zamana oynamaya yöneldi.

Yani, Ertuğrul Sağlam’ın oyun felsefesi ile futbolcu psikolojisi arasında bir çatışma çıktı!

Golden sonra geriye yaslanarak oynamaya başladı Beşiktaş...Büyük hataydı, pahalıya patlayabilirdi. 23. dakikada Hakan Arıkan’ın, Alphonse’nin ayağından aldığı top... 34. dakikada Yine Hakan’ın köşeye giden bir kafa şutuna yaptığı refleks...Her biri gollük pozisyonlardı...

Hakan’ın elleri Beşiktaş’ı korudu!

Beşiktaş bu korku tünelinden daha çabuk çıkabilirdi... İlk yarının son dakikasında Serdar Kurtuluş’un önüne düşen top, bir futbolcunun, doksan dakikalık zaman biriminde bulabileceği en kolay pozisyondu. Sahanın en iyilerinden Serdar Kurtuluş, belki de maçın en kötü hareketini yaptı ve dışarı vurdu...

Pozisyon sonrası, Ertuğrul Sağlam’ın yaşadığı şaşkınlığı yüz hatlarından yakaladım. Acı çekiyordu!

* * *

Haberin Devamı

İKİNCİ yarı başlarken, Ertuğrul hocayı bir kez daha alkışladım. Oyun kurgusunda hiç bir sapma yoktu. Sağ kulvarda etkisiz kalan A.Tandoğan’ı kenara almıştı. Yerinde Serdar Özkan oynuyordu. Sol kanatta da İbrahim Akın vardı...

Yani, hücum hevesini ve yürekli davranışını aynen sürüyordu!

Beşiktaş, oyunun final bölümünde tempoyu daha yüksek tuttu. Yine zamana oynasa da, Serdar Özkan ve İbrahim Akın’ın oyun karekterleri Beşiktaş’ı zaman zaman rakip kaleye ve pozisyona sürükledi.

Delgado’nun oynadığı oyun inanılmaz bir keyif verdi.

Oyunu geniş alanlara yaydı, müthiş çalımlar attı ve skora yönelik şut denemeleri ile aktif bir tempo yakaladı.

Sağlam’ın yaptığı değişiklikler de olumluydu. Beşiktaş’ın sıkıntılar yaşadığı dakikalarda Koray’ı oyuna alarak, Cisse’nin direncini artırdı. Ancak, bunların hiç biri Beşiktaş’ın oyunu yorumlayış biçimine değiştiremedi.

Böylesine hücum özellikleri ile donatılmış bir kadro, daha atak ve tempolu oynamalıydı. En azından rakip kaleyi daha çok düşünmeliydi...

Açıkcası, Beşiktaş Ertuğrul Sağlam gibi yürekli davranmalıydı!

Uzatma dakikalarının son saniyesinde yenilen gol, işte bu korkak davranışın bedeliydi. Beşiktaş’a fazla bir zararı dokunacağını aklımın ucundan bile geçirmiyorum. Beşiktaş, aradığı skoru yakaladı.

Ama rövanşa elini kolunu sallayarak çıkmak varken, işi neden yokuşa sürersin!

Yazarın Tüm Yazıları