OYUNUN 14. dakikasında İsmet Arzuman, kırmızı kartını çıkarttı ve Ali Tandoğan’ın suratına yapıştırdı.
Sinirleri hiç yıpranmamış... Fiziki bir mücadelenin yükünü henüz taşımamış... Ve Beşiktaş’ta ilk lig maçını oynamanın sorumluluğuna soyunmuş, çiçeği burnunda yeni bir transfer...
Böyle bir futbolcunun, henüz ısınma dakikalarında öfkeye kapılıp, oyundan atılmasının adı çılgınlıktır.
Bu çılgınlığı hiçbir nedenin arkasına saklayamam. Ve Ali Tandoğan’ın üreteceği hiçbir mazereti de dinleyemem.
Diyorlar ki... ‘Ali Tandoğan, yan hakem Alper Ulusoy’a ne söyledi de oyundan atıldı?’
Herhalde iyi şeyler söylemedi. ‘Gözlerinden öperim’ gibi duygusal bir ilişkiye de yönelmedi.
Küfür etti ve atıldı...
***
Beşiktaş, 10 kişi kaldıktan sonra Rıza Çalımbay bir değişikliği gerçekleştirdi. Ahmet Dursun’u çıkarttı, Ali Güneş’i oyuna aldı. Yani, iki forvetle oyuna başlayan Beşiktaş’ta golcü sayısı 1’e indi. Ve şu var hücumda kaderine terk edildi.
Bir başka söyleyişte Rıza Çalımbay, Beşiktaş’ın üzerine savunma çarşafını çekip, önce kaleyi sağlama aldı.
Bir ara Beşiktaş kalesi önündeki savunma kalabalığına baktım ve tek tek saydım... İbrahim Toraman, Koray, Kürşat, İbrahim Üzülmez... Hemen önlerinde ve aynı kalabalığın içinde Okan ve Tayfur...
Pancu mu nerelerde? O kafasına göre takılanlardan. Ne hücumda, ne Youla’nın yanında, ne de savunmada. Ağustos sıcağında yorgun adımlarla dolaşan bir şaşkın adam.
***
Oyunun hemen başında 10 kişiyle savaşmak gibi zor bir sorumluluk yüklenen Beşiktaş’ı şimdiden eleştirmenin sağlıklı olacağına inanmıyorum.
Yine de yediği goldeki basit savunma hatasına koca bir ayıp damgası vurmadan geçmeyeceğim.
Golden 10 dakika sonra Rıza Çalımbay, Tayfur’u, Veysel ile değiştirdi. Birkaç dakika sonra da Sergen Yalçın’ı aldı. Bir bakıma, forvetlerin sayısını çoğaltarak en azından 1 golün ve tek puanın peşine düştü.
Geçen sezonun ilk haftasında Malatya beraberliğinden sonra şöyle bir yorum getirmiştim... ‘Bu kadroya ısınamadım’ Şimdi böyle bir yoruma girmeyeceğim. 11 kişilik Beşiktaş’ı izlemeden de sesimi yükseltmeyeceğim.