YAŞAYACAĞIM nefis ve uzun bir ligin kokularını şimdiden alıyorum... Malatyaspor Teknik Direktörü Ziya Doğan'ın G.Saray maçı sonrası söyledikleri hala kulaklarımda çınlıyor...
Anadolu da artık büyük düşünmek zorunda!
Bu düşünce devriminin lige getireceği fırtınanın esintilerini hemen hissedebiliyorum.
Ve Ziya Doğan devam ediyor konuşmasına...
Adımız ‘‘KÜÇÜK’’ de olsa, sahadaki davranışımız ''BÜYÜKLER''den farklı olmayacak. Büyük düşüneceğiz ve her koşulda kazanmak için oynayacağız.
Doğan söylediği gibi oynattı Malatyaspor'u. G.Saray'ın şanını-şöhretini bir kenara itti... Ve de ‘‘küçük takım’’ yakıştırmalarına kulaklarını tıkayarak, sadece kazanmak için oynadı.
Ve bu düşünce devrimi, Malatyaspor'u herkese sevdirdi...
Evet, Malatya'dan hemen Kadıköy'e geçiyorum ve Şükrü Saraçoğlu tribünlerinde dalgalanan kocaman pankarttaki sloganı bir nefeste okuyorum...
Avrupa yoksa biz de yokuz!
İşte büyük düşünmenin bir başka şekli. Ya da değişik bir tarifi...
Saraçoğlu'nda oynadığı Ankaragücü ve Feyenoord maçlarında 95 bin seyirciyi tribünlere koşturan F.Bahçe, Denizli maçında sadece 25 bin seyirci ile yetiniyordu.
Yani, Avrupa'dan silinen F.Bahçe'deki ‘‘BÜYÜK hedef’’ hemen küçülüyor... Ve ufalan hedef, tribün bereketini de alıp götürüyordu.
Avrupa yoksa biz de yokuz!
Düşüncedeki devrim dört nala koşuyor. Ve kulübedeki teknik adamdan tribündeki taraftara ve de sahadaki futbolcuya kadar herkesi sarıp sarmalıyor.
Biliyorum... Bu devrim, ligimizi ‘‘KÜÇÜK’’ düşünenlerden arındıracak. Ve ‘‘BÜYÜK’’ düşünmeyenler, ufalarak bir başka ligde unutulup kaybolacaklar...
***
ŞİMDİ Başkent'ten yükselen bir başka sese kulak veriyorum. G.Birliği Başkanı İlhan Cavcav da Ziya Doğan ile aynı düşünceleri paylaşıyor.
Diyor ki sayın başkan...
Zirvedeyiz, hep orada kalmak istiyoruz.
Sonra ‘‘BÜYÜK’’ düşünerek konuşmasını sürdürüyor...
Şu anda kasamızda 24 milyon dolar nakit para var. Tesislerimizle Avrupa kriterlerine harfiyen uyan tek kulübüz. En azından Avrupa Şampiyonlar Ligi'ni hedefliyoruz.
Teknik direktör Ersun Yanal da başkandan farklı konuşmuyor. Her fırsatta 3 büyüklerin arasına girmek istediğini dile getiriyor...
Anlıyorum... Anadolu, ‘‘3 BÜYÜKLER’’ saltanatını yıkmak için sanki sözbirliği etmiş, gümbür gümbür geliyor.
Nasıl mı geliyor?
Tekme-tokat değil. Yıkıp dökerek hiç değil.
‘‘BÜYÜK’’ düşünerek geliyor. Düşünce devrimi ile geliyor...
***
VE bir ‘‘BÜYÜK’’ sevgi... Bunun adı da Pascal sevgisi. Beşiktaş tribünleri onu gördüğü an krize yakalanıyor. Herkes çığlık çığlığa bir sevgide birleşiyor...
Pascal Nouma... Pascal Nouma...
Diyarbakır maçı öncesi, O'nu oturduğu yerden aşağı indirip, tüm tribünleri tek tek dolaştıran taraftarların açtığı pankart, ilginç bir düşüncenin nefis ürünüydü...
Hepimiz zenciyiz!
Bu iki kelimelik cümlede iki şey saklıydı...
Biri Pascal sevgisi. Diğeri de Pascal Nouma'ya ‘‘zenci’’ diyen sevgili Ali Aydın'a dinmeyen öfke...