Bu dede kül yutmaz

17 Haziran salı günü İspanya’nın 2.5 milyon trajlı Marca gazetesi ilk sayfasını ve manşetini Luis Aragones’e ayırdı. Aragones’in koca bir portresi tüm sayfayı kaplıyordu. Ve haberi flaş bir başlıkla sunuyordu.

LUİS SE VA A TURQUİA.

"Luis Türkiye’ye gidiyor"/images/100/0x0/55eaa22df018fbb8f88ccae1

Haberde, İspanyol hocanın F.Bahçe ile anlaştığı ve açıklamanın Avrupa Şampiyonası sonrası yapılacağı yazıyordu.

Marca’nın internet sitesi de F.Bahçe’nin İspanyol hocaya 2 yıl için 9 milyon Euro ödeyeceği haberini servise sokuyordu.

İş bitmişti. Ancak, geçen günlerde fiskoscular hiç boş durmadı. Bir yığın teknik adam ismi ortaya atıldı.

Alman Löw gündeme geldi. Lüxemburgo dillerden hiç düşmedi. Hayallerini geniş tutanlar Fatih Terim’e bile Fener forması giydirdi.

Ve F.Bahçe, Euro 2008’in bitimini beklemeden 25 Haziran çarşamba günü resmi internet sitesinde Aragones ile anlaştıklarını açıkladı.

Herkes bir nefes aldı. Hemen sonra İspanyol hocanın kariyeri satırlara döküldü. Ve 70 yaşındaki bir teknik direktörün F.Bahçe’ye neler verebileceği tartışması gündem yarattı. Israrla soruyorlardı...

Aragones, F.Bahçe’nin aradığı teknik adam mı?

Bu soru gündemi bulandırırken, İspanya Euro 2008’i kazandı. Ve sataşmalar yumuşadı, başlıklar övgüye dönüştü...

Öp Dede’nin elini!

Haziran ayı böyle geçti. Şimdi biraz gerilere dönüyorum. Ve Şampiyon Dede’nin kariyerinden kısa notlar sunarak bir Aragones portresi çiziyorum...

Aragones, 35 yıldır bu işi yapıyor. Hocalık kariyerine A.Madrid’de başladı. 6 yılda 3 Kral, 1 İspanya Kupası ve bir de lig şampiyonluğu kazandı. Bir de Barcelona macerası yaşadı Aragones. Sadece bir sezon... Ve Kral Kupası’nı müzesine götürdü.

İspanya’da tam 9 takımın hocalığını yaptı. Hep La Liga’da kaldı. Avrupa’ya hiç çıkmadı. F.Bahçe çalıştıracağı ilk Avrupa takımı...

Aragones, 4 yıl önce İspanya Ulusal Takımının patronluğuna soyundu. Ve Euro 2008’de "Şampiyon Dede" unvanı ile milli forma kariyerini noktaladı.

EVET, hiç bir Avrupa takımı çalıştırmadı Aragones. Bu nedenle İspanyol teknik adamın F.Bahçe’de göstereceği performans şimdiden tartışılıyor.

Zico için de böyle olmuştu!

Neler yazıldı neler... Stajyer antrenör damgası yedi. Japonya’dan dışarı çıkmadığı söylendi. F.Bahçe’nin perişan olacağı ileri sürüldü.

Sonuç, hiç de öyle olmadı. Ve Zico, F.Bahçe’den cebinde bir teşekkür mektubu ile ayrıldı!

Şimdi benzeri şüpheler Aragones’e yöneltildi. İspanyollar, Avrupa’da takım çalıştırmadığı için Aragones’in başarı şansını yüzde 35’lerde görüyor. Ve yaşını da hesaplayarak F.Bahçe’ye gidişini geç verilmiş bir karar gibi algılıyorlar.

***

LUİS ARAGONES ilginç bir kişilik. Her an manşetlere taşacak, ortalığı birbirine katabilecek bir karakter...

Sevgili meslektaşım Mehmet Çiftçi onun için lafını hiç esirgemez diyor. Bu huyunu hiç beklenmedik anlarda bir bomba gibi kamuoyunun önüne atar.

Örneğin, Henry için kullandığı ırkçı sözlerle ortalığı karıştırdı. Ve ırkçı damgası yedi. Oysa, böyle işlerle hiç ilgisi yoktur.

Sadece, sivri dilinin cezasını çekti Aragones!

Euro 2008 kadrosuna ünlü golcü Raul’u almayarak herkesi şaşırttı. Ama hiç bir şey Aragones’in kişiliğini etkilemedi. Ne huyunu değiştirdi, ne de yolunu...

Yine Mehmet Çiftçi’nin söylediklerine göre, futbolcusu ile her an tartışabilir. Ancak, tartıştığı aynı futbolcuyu bir başka konuda koruyacak kadar delikanlıdır.

Bir kez karakteri ile çelişkiye düştü Aragones... 2006 Dünya Şampiyonası’nda gruptaki ilk 3 maçını kazanan İspanya milli takımının yarı final oynayacağını iddia etti. Ve kariyerini ortaya attı...

İspanya yarı final oynamazsa istifa ederim!

İspanya, ikinci turda Fransa’ya 3-1 yenildi. Aragones hiç oralı olmadı. Ve "İstifa" kelimesini ağzına bile almadı.

Bazı inançları vardır Aragones’in...Sarı rengin uğursuzluğuna inanır. Ve çalıştırdığı takımlara sarı forma giydirmemek için her yolu dener!

Hadi, çık işin içinden Sarı’sız F.Bahçe olur mu?

Dahası var. 6 çocuğundan hiç birine sarı renkli bir tişort giydirmedi Aragones, şimdi de 11 torunu için aynı baskıyı sürdürüyor.

İSPANYOL hocanın oyun felsefinde ilk hedef karşı kaledir. Planını saldırıya yönelik düzenler ve hücum hevesini tüm takıma aşılar.

Düşünce ve kararlarından kesinlikle ödün vermez. Disipline sırt çeviren futbolcu Aragones’in çalıştığı kulüpten içeri adım atamaz.

Sistemi futbolcuların özelliklerine göre kurar. Ve her bir futbolcudan rolünü ezberlemesini ister.

Geçmiş yıllarda onun için "Maymun iştahlı" diyenler çıktı. Kadro ile fazla oynaması, her an takımda bazı değişikliklere yönelik tavırları zaman zaman eleştirildi. Ancak geçen yıllar, onda da değişiklikler yaptı. Ve daha gerçekci bir yapıya yöneldi.

Yine de, disiplin konusunda katı tutumunu hiç ödün vermeden sürdürüyor. Bir yönü yanlış anlaşılmıştır Aragones’in.

O bir şöhret düşmanı değildir!

Sadece şöhretli futbolcunun şımarıklığına dayanamaz...

Ve vurur makası. Pardon, makas az gelir. Vurur baltayı!

Bu bir... Bir başka dedikodu daha var... Aragones’in Brezilyalı futbolculara da pek sıcak bakmadığı söylenir.

Hoppala! F.Bahçe’de tam 5 Brezilyalı var. Nasıl olacak bu iş?

Bal gibi olacak. Öncelikle Aragones, laf dinleyen, disipline uyan her futbolcuyla samimi bir diyalog kurar. Ve her futbolcuya aynı mesafededir. Bunun için saygı ve sevgi ile anılır.

Ancak, Brezilyalı futbolcuların aşırı disiplinden hoşlanmadığı düşüncesi de onda yer etmiştir. Hepsi bu...

F.BAHÇE, Zico ile ilişkisini kestikten sonra seçeceği teknik adam için ince eleyip sık dokudu... Ancak, F.Bahçe İspanyol hocada karar kıldı. Bunun bazı nedenleri vardı.

En önemlisi, Aragones’in Avrupa kupalarında başarıyı amaçlayan iddialı sözleriydi. İspanyol hoca, Avrupa’da kesin başarı vadediyordu...

***

Aragones’in meslek yaşamında iki olayın ayrı bir yeri vardır. Biri 1958 yılında Real Madrid’e transferi. Diğeri 1987 yılında Barcelona’da teknik direktörlüğe soyunması.

Her iki olay da müthiş bir heyecan yaratmıştır Aragones’de... Acaba F.Bahçe’ye transferi yaşlı kurtu ne ölçüde etkileyecek. Hala başarıyı kovalıyorsa, deneyimi ve kariyeri ile F.Bahçe çok şeyler kazanacaktır.

Ancak, başka düşünceler içindeyse, İspanya’daki bazı internet sitelerindeki yorumlarda yazılanlar gibi...

Deniz kıyısında paralı bir tatile kim hayır diyebilir!

160 golü herkes atamaz!

ŞİMDİ çok eskilere döneceğim. Ve bir kaç satır da Aragones’in futbolcu kişiliğinden ve anılarından sözedeceğim...

Meslek yaşamında tam 160 golü var Aragones’in... Bir orta saha oyuncusu için bir hayli çok...

Bu 160 golün 123’ünü Atletico Madrid’de attı. Lakabı "Büyük Ayaklar" idi. Real Madrid’de oynarken efsane başkan Santiago Bernabeu, onun için ilginç bir yorum yaptı. Ve dedi ki...

"Bu büyük ayaklı çocuğun toplara nasıl böyle vurduğunu bir türlü anlayamıyorum!"

Bernabeu’nun bu sözlerinden sonra herkes onu "Büyük Ayaklar" diye çağırmaya başladı. Teknik direktörlük dönemindeki lakabı ise "El Sabio", yani, "Bilge Adam!"

YARIN: YUSUF ŞİMŞEK
Yazarın Tüm Yazıları