BERBAT bir hafta sonuydu. Cumartesi gecesi İnönü Stadı’ndaki ailesi kavgası ve pazar günü Ankara 19 Mayıs Stadı’nda koltuk savaşı. Önce İnönü’deki aile kavgası. Sevgili dostum ve meslektaşım Yemen Ekşioğlu anlatıyor...
150 kişilik bir grup kapalı tribüne dağılıp terör yarattılar.  Üstelik, grubun amacı sanki bir bilmece. Demirören istifa diyene de girişiyorlar... Beşiktaş diye bağırana da. İşin bir garip yönü, Ekşioğlu kadar beni de şaşırttı... Diyor ki... 150 kişilik gruptan birinin boynunda siyah beyaz bir atkı olmaz mı. Biri kafasında siyah beyaz bir şapka taşımaz mı. Biri siyah beyaz bileklik takmaz mı. İçlerinden biri Beşiktaş forması giymez mi? Kim bunlar. Beşiktaş’a nasıl sızdılar. Çoluğu- çocuğu, aileleri tekmeleyip tokatlayacak cesareti nereden alıyorlar! Sahi, kim bunlar. Bir aile meselesini alevlendirip yangına ateşle giden bir terör grubu mu. Yoksa, birileri için çalışan hizmetkarlar mı? Serseri mi, it- kopuk mu. Kim bunlar? Beşiktaşlı olmadıkları kesin de niçin kesip biçiyorlar. Tokatlayıp, tekmeliyorlar kestiremiyorum. Sorduklarım da net bir yanıt vermiyor. Bazıları kıvranıp, lafı bir yerlere getirmeye çalışıyor. Yine de inandırıcı bir şey söyleyemiyorlar. Ne berbat bir geceydi. Beşiktaş Divan Kurulu Başkanı Yalçın Karadeniz’in sözlerine aynen katılıyorum... Basın tribününün dışında her yerde kavga vardı. Patagonya’da bile böyle şey görülmemiştir! Evet görülmemiştir. Bir başkanın stadına, pardon evine 40 kişilik bir koruma ordusu ile girip-çıkması nerede görülmüştür! Bu berbat geceyi hiç unutmayacağım. * * * YAZDIKÇA sanki inadına azıyorlar. Süper Lig’in her haftasında bir olay maçların üzerine çıkıyor. Daha doğrusu haftanın maçları olayların altında eziliyor. A.Gücü-G.Saray maçından sonra çıkan koltuk savaşında 36 kişi gözaltına alındı. 3’ü polis 8 kişi yaralandı. Ve bir de kalp krizi geçiren bir taraftar var. Bunlara alıştık. Diğer haftalarda yazdıklarımdan farklı bir şey değil. Ancak, bir iddia kafama takıldı... Ankaraspor’un onursal başkanı ve Ankara Belediye Başkanı Sayın Melih Gökçek, maç sonrası Ankaragücü’nün soyunma odasına iniyor. Ve kazanmanın sevinci ile Ankaragücü futbolcularına coşkulu bir konuşma yapıyor. Ve sözlerinin sonunu şöyle noktalıyor... Attığımız tüm goller federasyona! Bu bir iddia. Dilerim, iddianın ötesine geçmez... Eğer doğru ise, yorumu okurlara bırakıyorum. Ve yazıyı burada kesiyorum. * * * İKİ hafta öncesine kadar tartışılan bir konu artık şekil değiştirdi. Neydi soru... İki ezeli rakip F.Bahçe ve G.Saray 10’uncu haftada oynanacak derbiye kadar hiç puan kaybetmeden gelebilir mi? G.Saray böyle bir şansı Eskişehir maçında yitirdi. F.Bahçe, 8’de 8 ile 10’uncu haftaya koşuyor. Şimdi bir başka soru gündemde... F.Bahçe, bu hafta Gaziantep deplasmanından da galibiyetle dönerse... Ve 10’uncu haftada Kadıköy’de G.Saray’ı devirirse... Evet, böyle bir tablo için bakın neler düşünüyorlar? Kimse dereyi görmeden paçayı sıvamasın diyenler de var... Ligin 10’uncu haftasında böyle bir soruya yanıt aramak çok erken diyenler de... Ama farklı düşünenler diyor ki... F.Bahçe, Gaziantep’den üç puanla dönüp, bir de G.Saray’ı yenerse, aradaki 8 puanın ciddiyeti kulak ardı edilemez!  Hadi ben, bu kişilerin dilinin altındaki, yani söylemek isteyip de söyleyemedikleri gerçeği haykırayım... Böyle bir durumda, G.Saray bir daha Fener’i yakalayamaz! Onlar böyle düşünüyor. Bir de siz kendinizi yoklayın. Ne dersiniz... Şimdiden coşkusunu- heyecanını yitirmiş bir lig izlemek ne çekilmez bir iş. Değil mi? * * * RİJKAARD, maç sonrası gidip Hikmet Karaman’ı tebrik etmiş. Doğrusunu yapmış. Oyunun her bölümünde Hikmet Karaman’ın izleri vardı. Bilemiyorum, eğer Keita oynasaydı, Hikmet Hoca’nın planı böylesine cuk diye oturur muydu? Laf aramızda, Keita’sız G.Saray hiç tat vermedi. Keita’nın coşkulu oyunu, çizgi üzerindeki akrobatik çalımları, içe kaçarak yarattığı verkaçlar G.Saray’ın oyun temposuna hız ve çabukluk getiriyordu. Onun yokluğunda G.Saray’ın rengi soldu. Değil mi?  * * * DİYORLAR ki... Alex bir başka takımda oynasaydı, ligin sıralaması nasıl olurdu. Bana göre, değişirdi. Yalnız ekleyeceğim bir şey var. G.Birliği maçını gözlerinizde bir canlandırın.  Emre’nin varlığı ile artık F.Bahçe’de bazı şeyler değişiyor. G.Birliği maçını gözlerinizde canlandırın. Alex de Souza, Emre ile daha rahat ve daha etkili. Bazı bölgeleri ona emanet etti. Gerektiği anda ortaya çıkarak işi bitirdi. Lütfen, Alex’i konuşurken Emre Belözoğlu’nu atlamayalım!