LUCESCU sahaya duygularından arındırdığı bir 11'le çıktı. Henüz fazla kilolarını atmaya çalışan Sergen, uyum dönemi yaşayan Zago, yarı sakat İlhan Mansız yedekler kulübesindeydi.
Kesinlikle oynayacağı söylenen sürpriz transfer Amaral da Lucescu'nun yanındaydı. Pascal ise İstanbul'daydı... Yani, işçiler sahada, şöhretler yedekteydi.
İlk yarının her dakikasında özlemle beklenen Beşiktaş'ta çarpıcı görüntüler aradım. Oysa, yeni Beşiktaş'ta aradıklarımı bulamıyordum. Ve her geçen dakika oyundan soğuyordum...
Beşiktaş'ın hücuma çıkışı hiç de inandırıcı değildi. Pancu'nun üzerine doğru atılan uzun hava toplarının anlamını bir türlü çözemedim. Ve hücumda çoğalamayan Beşiktaş'ın, pozisyon üretmekte çektiği sıkıntıları hemen hissettim.
Orta sahada Tümer'den farklı şeyler bekliyordum. Sergen'siz oyunda, pas trafiğini düzenleyecek, teknik özelliklerini etkili bölgelere taşıyacak, Beşiktaş'ı sıradan bir takım kişiliğinden kurtaracak Tümer'i ısrarla bekliyordum.
İlk yarıda arayıp da bulamadığım Tümer'i, ancak ikinci yarıda attığı nefis golde farkedebildim. Sürekliliği olmasa da, iş bitiren özelliklerin şimdilik sadece onda varolduğu gerçeğini bir kez daha gördüm.
MMM
Ve ilk yarının bitiminde Lucescu'nun ikinci yarıya kesinlikle farklı bir Beşiktaş'la çıkacağını düşünüyordum. Beklediğim gibi ikinci yarının başında Amaral, daha sonra Sergen ve İlhan Mansız oyuna giriyordu.
Asların gelişiyle Beşiktaş arzulanan patlamayı yapabilir miydi? Oyunun seyrini değiştirip, maçı kurtarabilir miydi?
Her biri beklentilerin ötesine geçemiyordu. Çünkü Beşiktaş, kimliğini rakibe kabul ettirecek, rakibi ürkütecek ve sindirecek fizik ve teknik performansa henüz ulaşamıyordu. Maç bitiminde bir gerçeği tüm ayrıntıları ile görebiliyordum. Zaman, Beşiktaş için çok önemliydi. Ve sorunlarını ancak zamanı çabuk ve iyi kullanarak giderebilirdi.
Herkes gibi bekliyorum... Pascal'ın, Sergen'in, Mansız'ın, Amaral'ın ve Ahmet Dursun'un, hatta Zago'nun kısa bir süre sonra gerçek kimliğine kavuşacağına inanıyorum. Ve gerçek Beşiktaş'ın da o zaman sahneye çıkacağını biliyorum.