OYUNUN hemen başında beklenmedik bir şanssızlık Beşiktaş’ı yakasından yakaladı. Tümer Metin sakatlanarak çıktı. Yerini Okan Buruk’a bıraktı.
Ve Beşiktaş, Antep’te kupa maçının ilk yarısında çektiği sıkıntıların bir benzerini İnönü’de yaşamaya başladı.
Lidersiz oynamanın etkileri hemen hissedildi. Pas hataları birbirini kovaladı.Etkili bölgelerde gerekli organizasyonu sağlamakta zorlandı Beşiktaş...
Ve bireysel çabalar, kişisel davranışlar, ön plana çıktı. Ahmed Hassan bir an önce gole kavuşma isteğiyle sorumlu olduğu bölgeleri unutup, bir forvet gibi hücuma koştu.
Kleberson, mücadeleyi kendi alanında kabullenen bir rakip karşısında daha ofansif oynayabilirdi. Ve Tümer’siz bir oyunda, liderliğe de soyunabilirdi...
Ancak, oyun disiplini ağır bastı. Tigana’nın belirlediği noktaların ve görevin dışına pek çıkmadı.
Bobo ve Gökhan Güleç ilk yarının son 15 dakikası dışında passız ve yardımsız kaldılar. Ve bekledikleri pasları orta sahaya dönerek etkisiz bölgelerde aradılar.
Devre biterken Beşiktaş’ın yakaladığı bir-iki pozisyon tribünlere kısa ömürlü bir heyecan getirdi. Ancak, skora yansımadı.
***
Oscar Cordoba’nın yediği hatalı golü fazla eşelemeyeceğim. Hatanın da ötesinde, bir kaleci şanssızlığı idi.
Formda Cordoba’nın, Beşiktaş’ın kötü oynadığı günde böyle bir gol yemesi ayrı bir şanssızlıktı.
Jean Tigana’nın ikinci yarıya Sergen Yalçın ile başlamasını bekliyordum.
Tigana yine rötarlı davrandı. Ve 58.dakikaya kadar bekledi.
Oyuna girdikten sonra Sergen Yalçın’ın neler yapacağını düşünerek, onu diğerlerinden farklı izlemeye başladım.
Üç dakika içinde iki korner attı Sergen Yalçın... İlkini Ahmed Hassan’ın kafasına ortaladı. Top, kıl payı dışarı çıktı... Diğerinde, öyle bir noktaya bıraktı ki topu... Ahmed Hassan’a sadece dokunmak kaldı.
Yine de Sergen Yalçın’da beklediğim farklılığı göremedim. Oyuna pek istekli girmedi. Ve girdikten sonra da gerektiği gibi oynamadı. Sanki birşeylere kırılmış gibiydi...
Çağdaş Atan’ın, Bilal Kısa’ya yaptığı penaltı ise amatörce bir refleks ve gereksiz bir telaştı. Bu acemice davranış, hiç yakışmadı Çağdaş’a...
Beşiktaş’ın İnönü’de tükettiği puanlara hiç bir anlam veremiyorum.Taraftar baskısı gibi bir yaklaşıma da sıcak bakmıyorum.
Beşiktaş, kapanan ve savunmada çoğalan rakiplerini nasıl yeneceğini bilmiyor. Ve lidersiz oynadığı maçlarda da bir başka kahraman yaratamıyor.