Bayram şansı

BAYRAM günü sataşmak istemiyordum. Dilimi tutup, Beşiktaş’ı kötü sözlerden kaçırmayı düşünüyordum.

Yine de üstüme gelir gibi çanak tuttu bana... Kalemi elime aldığım an kronometreler 39. dakikayı gösteriyordu. Ve Nobre’nin kafa vuruşu süzülerek dışarı çıktı.

Önemli bir pozisyon muydu? Hiç de değil. Öyleyse, hiç yazmadan geçiştirebilirdim...

Ancak bu, Beşiktaş’ın 45 dakika boyunca rakip kalede yakaladığı ilk ve tek pozisyondu.

Böyle bir Beşiktaş’ı gözlerden ve eleştirilerden nasıl kaçırabilirdim. Bayram günü bile kazanmasına rağmen iyi şeyler yazmama fırsat vermeyen Beşiktaş’la nasıl sıcak bir diyalog kurabilirdim.

İşte aldığım notlardan Rize’de seyrettiğim Beşiktaş’ın bir portresi...

1 Beşiktaş’ın yaşadığı sıkıntılardan kurtulması uzunca bir süreç alacak. Futbolcular birer yabancı gibi. Huylarını, özelliklerini henüz bilmiyorlar. Bu da çabuk oynamalarını ve tempo yapmalarını önlüyor.

2 Güvenilir gençlerin performansı da her hafta değişiyor. Gökhan Güleç eski günlerin çok uzağında. Burak Yılmaz’a umutla bakanlar, aynı duyguları taşıyabilir mi... Serdar Kurtuluş’un her hatasını, genç ve deneyimsizdir diyerek geçiştirmek olur mu...

3 Ricardinho 90 dakika sahada ağır adımlarla dolaştı. Bir-iki pas attı, sonra maçın bitimini bekler gibiydi. Diğerleri de bu temposuz oyun içinde dolaşan birer figüranı andırıyordu.

4 İkinci yarıda Beşiktaş’taki farklılık sadece birkaç oyuncu değişikliğiydi. Yani Jean Tigana, değişmeyen klasiklerinden birini daha sergiledi.

Bunları yazarken bir ara düşündüm. Beşiktaş ardı ardına golleri sıralasa bu yazıyı yırtıp atar mıyım? Bu, eyyamcılıktan başka bir şey olmazdı. Beşiktaş 3 puanlık golü attı. Ama benim düşüncelerim yine değişmedi.

Bir şans golü, Beşiktaş’ı Rize’nin elinden kurtardı! Beşiktaş’ın en doğru tarifi de bu oldu galiba.
Yazarın Tüm Yazıları