SÜPER Lig adama kolay ekmek yedirmiyor. Şampiyonluk parkurunda koşan adayların iç sahada topladığı puanlar sadece bir umut kapısı aralıyor.
Bir hafta sonra gidip deplasmanda yenilenler yine hüsrana boğuluyor.
Beşiktaş, Konya’ya uçarken, şampiyonluğun favori üç takımından biriydi. Konya’da yenildi ve bir anda Fener’in 8 puan gerisine düştü.
Bir zamanlar İnönü sendromu yaşayan Kartal, şimdi deplasman fakiri!
Oynadığı 10 deplasman maçının sadece ikisini kazanan... 5 maçı berabere bitiren ve üçünde yenilen bir takım bu ligde şampiyonluk hevesi ile yaşayamaz.
Hevesi kursağında kalır!
G.Saray, G.Antep’e giderken, bir-iki hafta sonra Fener’i yakalayacağına inanıyordu. Evdeki hesap çarşıya uymadı. Ve bir anda liderle puan farkı 7’ye çıktı. Hemen deplasman karnesine bakıyorum. Beşiktaş’tan bir farkı yok.
Yukarıdan aşağı bir facia!
10 deplasman maçının ikisini kazanmış. 4 maçını berabere tamamlamış. Ve 4 maçı da kaybetmiş. Böyle bir karne sınıf atlayabilir mi. Şampiyonluk yolunda ekmek yiyebilir mi?
Aç kalır, aç!
F.Bahçe’nin karnesini açıyorum, kötü futbola karşın, deplasman notları Beşiktaş ve G.Saray’a fark atıyor.
11 maçın 5’ini kazanan... 4’ünde berabere kalan ve 2’sini kaybeden F.Bahçe, farklı liderliğini sürdürüyor.
Ve bu deplasman karnesi ile Süper Lig’in kaymağını yiyor.
Üç adayın bundan böyle oynayacağı deplasman maçlarına gelince... Fenerbahçe’nin 6, Galatasaray ile Beşiktaş’ın 7’şer dış saha oyunu var.
İlk bakışta ve aradaki puan farkına göre, şampiyonluk F.Bahçe’nin sanki bir adım ötesinde... Bu nikahı ne bozabilir?
Belki, F.Bahçe’nin, İnönü ve Ali Sami Yen’de oynayacağı Beşiktaş ve G.Saray derbileri, zirvedeki sıralamayı etkileyebilir.
Bir de düşme potasındaki Anadolu takımlarının pozisyonu ...Örneğin, umutlarını demeçler ve moral dopingleri ile ayakta tutmaya çalışanlar hafta sonundaki Antalya-F.Bahçe maçını bekliyorlar...
Son 3 maçta 9 puan toplayan Antalyaspor, bu performansını F.Bahçe maçında da sürdürebilir mi?
Ne dersin Yılmaz Hocam... Antalyaspor, zirvede yeni bir coğrafya çizebilir mi?
Ses yok sevgili Yılmaz Vural’dan... Öyleyse ben söyleyeyim.Bir büyüğüyenmek için her zaman ömründen 5 yılı feda edebilir. Üç Büyükler ona sırt çevirdiği sürece bu öfke hiç dinmeyecek.
İşte, hafta sonunu bekleyenlere bir umut kapısı daha!
* * *
SAKARYASPOR maçının sonlarına doğru Zico,Alex deSouza’yı oyundan alırken, başkan Aziz Yıldırım ayağa kalkarak Brezilyalı yıldızı uzun süre alkışladı.
Bir ara bu alkış hiç bitmeyecek gibi bir duyguya kapıldım. Oysa, maç öncesi tribünlerdeki binlerce taraftar başkandan farklı bir tavır sergiledi.
Tribünler önce Tuncay Şanlı’yı çağırdı, sonra Tümer Metin’i. Ve Alex’i üçüncü sıraya koydu.
Tuncay’a söylenecek bir laf yok. Sezon başından buyana üstün bir performans sergiliyor. Yüreği ile oynuyor ve oynatıyor.
Ancak, Tümer Metin’e yönelik alkışlar hemen akıl karıştırdı. Ve bir soruyu gündeme getirdi.
Bir Alkmaar maçı ile Tümer Metin, Alex’in önüne mi geçti?
Anladığım kadar, tribünler artık alkışlarını, önce Avrupa maçlarında F.Bahçe’yi sırtlayan isimlere sunuyor. Onları ödüllendiriyor.
Ve milyon dolarlar ödenen bir yıldızın, Avrupa sahnelerindeki suskunluğunu da alkış sıralamasında aşağılara iterek protesto ediyor.
Kimse, kendini tribünlerden akıllı zannetmesin.
* * *
F.BAHÇE-SAKARYASPOR maçında bir olaya çok şaşırdım. Oyunun başlama vuruşundan sonra tam 34 dakika 25 saniye F.Bahçe kalecisi Volkan Demirel’in eline hiç top değmedi.
Ne bir şut, ne de bir orta Volkan’ın elleri ile temas etti!
Süper Lig’de belki de hiçbir maçta böyle bir vaka görülmedi.
Ve bir haber... Tigana bundan böyle kötü sahalarda ve özellikle deplasmanlarda Ricardinho ile Delgado’yu birlikte oynatmak istemiyormuş. Birisini kulübeye çekip, fizik gücü yerinde bir savaşçıyı sahaya sürecekmiş.
İnönü Stadı’nın şovmenleri Rico ile Delgado sert futboldan ve ağır zeminden etkileniyormuş!