14. dakika

Oyunun ilk 14 dakikalık bölümünü bir kenara itiyorum ve koşar adımlarla Tümer'in golüne geliyorum.

Kelimelere sığdıramayacağım bu müthiş golü Tümer'i andığım her fırsatta hatırlayacağım. Özgüven-kararlılık ve vuruş tekniğinin birlikte sergilendiği kişiye özel bir goldü. Tadını, herkes gibi bir süre damaklarımda hissedeceğim.

Geçiyorum golün dışındaki dakikalara... Oyunun genelinde kişiliğinden farklı bir Beşiktaş izliyordum... Sanki, tüm özelliklerini yitirmişti. Bursaspor'a boş alanlar bırakıyor ve topla oynama rahatlığı sunuyordu. Beşiktaş orta sahası çabuk ve ayağa oynayan Bursaspor'u kontrolde sıkıntılar yaşıyordu.

Oysa, Ümit-Tayfur ikilisi bu alanda daha etkili oynamalı ve rakibin hücum egemenliğini kırmalıydı. Kanatlardaki Khlestov ile İbrahim'in katkıları daha çok savunmaya yönelikti. Yine de Beşiktaş'ın ilk yarıda penaltının dışında Bursaspor'a üç net gollük pozisyon vermesi, gelecek dakikalar için endişe ve korkuları da beraberinde getiriyordu.

Beşiktaş atakları sadece Tümer'in ayağından çıkan pas ve toplarda etkinlik ve güzellik kazanıyordu.

EN.KISIR.90 DAKİKA

Forvette Ahmet Dursun-İlhan Mansız ikilisi oyunun hiçbir bölümünde rakibi sarsacak ve zorlayacak bir hücum girişimi gerçekleştiremiyordu. Beşiktaş, pozisyon yönünden belki de sezonun en kısır 90 dakikasını yaşıyordu. Tüm değerlerini kaybetmişti. Hani, o savaşçı kişiliği... Nerede özveri ve yardımlaşma... Nerede rakibi boğan ve oyundan bıktıran amansız baskı ve pres... Ve nerelerde 90 dakikaya yayılan o müthiş fizik kondisyon.

Beşiktaş dün gece beklentilerin ötesinde bir performans sergiledi. Tribünlerdeki o müthiş uğultuyu, tezahüratı coşku ve desteği maçın her anında aradı. Bulamayınca da zorlandı ve sıkıntılar yaşadı. Ahmet Dursun'un golü ise bu sıkıntılı gecede Beşiktaş'a sunulan en etkili ilaçtı.
Yazarın Tüm Yazıları