Paylaş
Issızlığın ortasında, Likya Yolu’nda bir bardak su aranırken, çay içmedim diye belki kahve içerim umuduyla sütlü kahve getiren Kapaklılı Musa Baba, Hoyran’da anıt mezarların arasında balcılık yapan, sıyırtma balından tattıran Fatma Anne, Yeşilgöl’ün soğuk suyuyla bardaklarına ve sofralarına serinlik ve renk katan Cengiz Baba, Gökseki’de ayak bileklerinden rahatsız olduğu halde iki kat merdiven çıkıp misafirlerime kümesten yumurta hediye eden Gülsüm Anne… Hepsi hayatın karlı dağlarını da görmüş, sıcak kumsallarına da inmiş, ama hayatın güzelliklerini sofralarıyla, sevdikleriyle, ikramlarıyla zenginleştirmiş güzel insanlar.
80’ine merdiven dayamış yörük ve imam Ali Amca, Gökseki’de bir öğlen sofrasında üstü kekiklenmiş, zeytinyağlı pembe domatese çatal batırırken bu topraklarda ne öğrendiyse onu anlattı bana da.
“Benim babam toprakla uğraşırken bir öğüt verdi bana, daha çok küçüktüm. Bizim burada böyle derler…
İlk serptiğin tohum misafirlere,
İkincisi kuşlara,
Üçüncüsü kurtlara,
Dördüncüsü dostlarına,
Beşincisi anca sana...
Bizim ömrümüz böyle geçti, böyle büyüdük, siz de inşallah böyle geçirin gönlünüzden.”
Yazılarımda yemek anlatıyorum, yemek için gezilecek yerleri, sofra sohbetlerini, sokak lezzetlerini, yeni tatları mümkün mertebe aktarmaya çalışıyorum. Her yazımda, tattığım her lezzette siz okuyucuların da damağı var, o sandalyelerde sizlerin soluğu, payı var...
Varsın beşinci de benim olmasın, ben bir tohum daha serpeyim, onun nasibi de sizlerin olsun.
Hayatın ılıman günleri sizinle olsun.
ARA SICAK MESELELER
Yeni bayram sofraları hakkında geçen hafta yazdığım yazıya cevaben, sofralarda gelecekte özellikle baklava çeşitleri ve baklavanın yeni versiyonlarını görmek isteyen pek çok okuyucu olmuş. Fıstıklı, cevizli, kaymaklı baklava yaygın, bakalım daha ne günler göreceğiz.
İftar sofralarının hakkını veren mekanlarda, Ramazan geride kalmasına rağmen Hatay Gurme’yi yazmak boynumun borcudur. Pek çok okuyucu yazmış, gerçekten geçmiş deneyimlerden de biliyorum ki bu mekanda servis kolay kolay aksamıyor, yiyeceklerin standardı kolay bozulmuyor. Buradan sevgili Barış Deveci ve Tuna Sekban’a tüm misafirleri adına teşekkürler.
Mikla, bu yıl dünyanın en iyi 44. restoranı olarak gösterildi. Hem Mehmet Gürs’e hem de orijinal tatlar ve lezzetlerin peşinde Mikla için ülkeyi karış karış gezen sevgili Tangör Tan’a tebrikler… Bu güzel haber, Anadolu’nun malzeme zenginliği ve kalitesini de onurlandıran çok önemli bir müjde niteliğinde.
Şehirdeki sanayi bölgeleri içindeki lokantalar belli bir çizginin altına düşmeyen lezzet kalitesiyle adından hep olumlu notlar ve yorumlar alıyor. Sizin en beğendiğiniz sanayi lokantaları hangileri? E posta yoluyla ve sosyal medyadan dönüşlerinizi bekliyorum.
Paylaş