Paylaş
-Hoş geldiniz sayın bakanım.
-Bu yaptığın terbiyesizlik.
-Yuhalayın arkadaşlar.
Yerel siyaset güdüsünün kodlarını, ruhunu okumak için sizleri Kastamonu’nun şirin ilçesi Devrekani’ye davet etmek isterim...
Olaylar şöyle gelişiyor.
13 bin nüfuslu Devrekani, Kastamonu’nun doğal güzellikleriyle meşhur, köklü ilçelerinden biri.
Bir önceki seçimlerde AKP adayı Mümtaz Aliustaoğlu seçimi kazanmış.
İlçe belediyesinin web sayfasına girdiğimizde faaliyetleri –ki memleket genelinde olduğu gibi başkanın katıldığı etkinlikler ağırlıkta- görüyoruz.
Ziyaretler, kabuller, açılışlar, sosyal yardımlar, ilçeye yapılan yardımlar vesaire...
Mesela bu yıl dokuzuncu kez düzenlenen bir festival var.
“Kurdela kesimi” yapılmış...
Geleneksel Buzağı ve Damızlık Düve Yarışmaları düzenlenmiş...
“O Şimdi Asker Canı Neler İster” şarkısıyla tanınan Tuğba Ekinci gibi isimler sahneye çıkmış; program zengin...
Başka “partidaş” belediyelerden yardımlar alınmış. Mesela İstanbul Büyükşehir Belediyesi vidanjör hediye etmiş.
Başkan doğası güzel, altyapısı 13 bin nüfuslu bir ilçe olarak sağlam Devrekani için ideal yönetici olduğunu düşünecek/düşündürecek icraatlar yaptığını düşünürken...
Yani herhalde böyle düşünürken...
Devrekani’yi yerel siyaset için “mikrokozmos” olarak seçmemizi haklı kılacak ve “Yuhalayın arkadaşlar”ı anlamamızı sağlayacak gelişmeler belirmiş.
Aday belirleme sırasında iddialara göre AKP Kastamonu Milletvekili Hakkı Köylü devreye girmiş ve Aliustaoğlu devre dışı kalmış.
Anladığım kadarıyla bu duruma içerleyen yurt sathına yayılmış çoğu yerel yönetici gibi yarışa bağımsız olarak katılma kararı vermiş.
Pazar günü bir iktidar partisi klasiği olarak Kastamonu’ndaki seçim faaliyetlerine resmi ziyaret elbisesi dikmek amacıyla kaymakamlık ziyaretine yürüyen Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın önünü kesmesi bu yüzden.
Destekçilerinin açtığı “Hakkı’nın değil halkın dediği olacak” pankartıyla Bozdağ’ın yolunu kesip “Hoş geldiniz Sayın Bakanım” demesi de bu yüzden.
Bozdağ’ın “AKP’ye rakip çıkıp şov yapıyorsun” makamından “Bu yaptığın terbiyesizlik” demesi de kuvvetle muhtemel bu yüzden.
Kırgın yöneticinin bir gece önce “Taşkınlık yapmayalım” diye seslendiği (YouTube’da videosu var ve evet sabırlı bir insanım, seyrettim) taraftarına “Yuhalayın arkadaşlar!” demesi de bu yüzden.
Hakikaten “Yuhalayalım arkadaşlar”...
Bozdağ’la alakası yok elbette bu işin.
Bu siyaset prodüksiyon sistemini, bu ağızda çürük tat bırakan hem trajik hem komik manzarayı, bu hırsları, bu “Değer mi yahu”dan başka tepki hak etmeyen vodvili yuhalayalım.
Daha iyisine layık olmalıyız, mezradan 13 bin nüfuslu ilçeye, büyük şehirden, Meclis’e kadar.
Yuhalayalım, bence de...
Paylaş