Paylaş
Malum, süper kadro: Gökmen Özdenak, Ziya Şengül, Sinan Engin, Serhat Ulueren ve tabii tek ve biricik Ahmet Çakar.
Serbest muhabbet akışı tarzı ilerlerken Fenerbahçe’nin Alex’i padişah kavuğu takarak kutladığı görüntüye geliyoruz.
Gökmen Baba sevincin abartılı olduğunu düşünüyor ve “Ne öyle padişah kavuğu filan?” diyor.
Stüdyonun kalan kısmı, bunun bir renk olduğu konusunda hemfikir.
Fakat Ahmet Çakar olayı bir başka boyuta taşıyor: “Bunu sen söyleme bari, programa kovboy şapkasıyla çıkan sen değil miydin?”
Gökmen Özdenak’a kovboy şapkasının yakıştığını düşünürüm, zaten genel tarzı ‘Marlboro Man’imsidir ve iyi de taşır.Gökmen Baba “Müdürüm istedi taktım şapkayı” diyerek farklı bir çıkış yolu seçti.
Padişahlar ve Kovboylar!
Cem Yılmaz’ın Vahşi Batı’ya giden iki Osmanlı’yı konu alan “Ottoman-Western” tarzı “Yahşi Batı”yı beklerken gülümsememizi sağlamış oldular. Sağolsunlar.
Spor Aşkı’na Ferrari şikayeti
NTV’de pazartesi geceleri yayınlanan Spor Aşkı’nı tekrarlarıyla da olsa sadık bir şekilde takip ediyorum. Burcu Esmersoy ve Ercan Taner’in sundukları; dostum Kaan Kural ve Sergen Yalçın’ın sabit yorumcu oldukları Spor Aşkı, spor programcılığı için yeni ve başarılı bir model.
Sıkça konuk değişiyor, futbol dışına da çıkılıyor, taze ve ses getiren canlı röportajlar (Bakınız Haluk kardeşimizin Kazan’da yaptığı Gökdeniz Karadeniz işi) yapılıyor.
Spor programcılığı sadece bir masa etrafında bir takım adamların oturup laflamasından ibaret olmayabilir. Bu açıdan çok önemli, umut verici.Gelelim şikayetime.
Hem Müdür Fuat’a, hem Burcu Esmersoy’a, hem de Ercan Taner’e bizzat ilettiğim için burada da tekrarlayabilirim. Spor Aşkı’nda geçen hafta Beşiktaşlı Ferrari konuk oldu.
Forma ve şortla gezen bir erkeğin tipi belli olmuyor tabii, bakan kim zaten. Fakat stüdyo ışıkları, şık bir kıyafet ile Ferrari’nin bildiğimiz erkek manken gibi bir şey olduğu ortaya çıktı. Hayır, bir şey değil, her erkek kendince tipine güvenir.
Fakat Ferrari gibi haksız rekabete giren tipleri spor programında karşında görünce “Ayıp ya, bize yapılır mı bu?” diyorsun.
Ferrari, kardeşim, git sen de Beşiktaş’ta oynayacağına filmlerde filan oyna! Ercan Taner ve Müdür Fuat “Haklısın, biz de eleman çıkınca fark ettik” dedi bu çıkışıma.Burcu Esmersoy ise sadece biz zavallılara bakıp güldü.
Hazin bir andı.
Ne yapmayı düşünüyorum?
GALATASARAY taraftarı bana soruyor: “Ey Kanat Atkaya! Ercan Saatçi konusunda ne yapmayı düşünüyorsun?”
Soran çok. O zaman cevap vermek sorumluluğumdur.
Ne yaptığımı söyleyeyim.
Aradım.
Ve dedim ki “Kimsenin masum olmadığı bir konu ama durumun zor. Bir açıklama yapmak ister misin? Derdini anlatmak istersen köşem açık.”
Kendisi yazmaya karar verdi.
Ercan Saatçi Galatasaray’dan özür diledi.
Bu konuda yapmayı düşündüğüm ve yaptığım bundan ibarettir.
Ya G.Saray’ın kaburga dolması hakkı?
DEPLASMANLARA gittiğim dönemde her il için güzel bir lokanta belirliyordum.
Genellikle İlhan Söyler’in tecrübesine güvenip harika yemekler yedim aslında.
Antalya’da ve Ankara’da şahane balık mekanı bulmaca, Adana’dan Mersin’e yemek kaçamağı yapmaca, Samsun’dan Bafra’ya pide ve turşu seferlerine çıkmaca...
Denizli’nin stad önü köftesi, Malatya’da adını duyunca şoka girdiğim, içince ayıldığım Kulak Çorbası...
Diyarbakır’da stad önünden ciğer tava aldığımı gören büyük Galatasaraylı ağabeyim Coşkun Özarı “Evlat al şunu iç de zehirlenip ölme!” diyerek acılı şalgam suyu uzatmıştı!
Diyarbakır demişken...
Bu hafta Galatasaray maçına muhakkak çıkacaktır ve çıkmalıdır Diyarbakırspor.
Tabii bu arada Federasyon da bir zahmet Diyarbakır Başkanı’nın omzuna “Haydi canım, geçti...” diye tıp-tıp vurmaktan ötesini yapmalıdır.
İşi ciddiye almaları için Allah muhafaza, kavga/dövüş mü çıkmalı?
Esas konumuzla bağlantı kurmak gerekirse...
Diyarbakır’a gidilince kaburga dolması yenir, tava yenir.
Ama illa ki kaburga dolması yenir.
Ve Galatasaray’ın emektar muhabir ve yazarlarının kaburga dolması yeme hakları ellerinden alınamaz.
İsyan ederim!
Sırf bu yüzden o maç oynanmalı, tamam mı?
Paylaş