Paylaş
Türkiye’ye getirilen, bacağında ve kalçasındaki kırık için operasyon geçiren Ömer Üründül’ün sağlık durumu gayet iyi.
Büyük geçmiş olsun.
Ömer Bey’in yaşadığına herkes “küçük bir kaza, Allah korudu” şeklinde yaklaştı.
Ama bence bu işte Vuvuzela’nın parmağı var.
* * *
“Vuvuzela da ne ya? He-he ne komik kelime!”
diyeceklere, yaklaşan tehlikeyi bilen bir kahin gibi serinkanlı olmaya çalışarak ve artistlik olsun diye gözleri de hafiften kısarak cevap veriyorum:
“Ve yaklaşıyor Vuvuzela! Ve yaklaşıyor onun lanetli gürültüsü!”
Tepkim komik algılandığından henüz istediğim korku ortamını yaratamadım ama korkmanız gerekiyor.
Çünkü seneye bu zamanlar “Vuvuzela” bahsinde bu topraklarda da toplumsal ayrışmalar yaşanacak.
* * *
Nedir Vuvuzela?
Aslında Afrika’da hayvan boynuzundan yapılan, geleneksel, “boru tipi”, ilkel bir çalgıdan bahsediyoruz.
Bizimle alakası ne?
Ömer Bey’e ne garezi var?
Önce Güney Afrikalı “girişmelik” bir girişimci,
geleneksel boruyu bir metre boyunda renkli plastik boru şeklinde üretmeye başladı.
Sonra kullanana bağlı olarak fil sesi ile sivrisinek vızıltısı arasında ses çıkartan bu basit ama tehlikeli enstrüman futbol üzerinden yürütülen bir kampanya ile popülerlilk kazandı.
Tek başına yeterince tehlikeli olan Vuvuzela’nın kitlesel kullanımının önü de böylece açıldı.
2010 Dünya Kupası için prova konumundaki Konfederasyon Kupası sırasında tanıdık Vuvuzela zulmünü.
Maç boyunca “bo-ruuuv, bo-ruuuv” diye, biteviye öttürdü onbinlerce Afrikalı arkadaş.
Bağlantıyı kurdunuz herhalde.
Ömer Üründül, TRT yorumcusu olarak Güney Afrika’daydı.
Turnuva boyunca “Nedir bu vu-vu yahu? Bak pas verdi. Öttürmeyin, yeterin!” diyerek Vuvuzela’yı eleştirdi.
Lanetli enstrüman da benim komplo teorime göre gitti Ukrayna’da uyardı Ömer Üründül’ü.
* * *
Seneye bu zamanlar Güney Afrika’daki Dünya Kupası bitmiş olacak ve hepimizin kulaklarında trafikte korna korosu dinlemiş gibi bir iz kalacak Vuvuzela’dan.
Yine sorularım var:
* Hasan Cemal kupayı orada izlemeye kararlı. Vuvuzela’ya karşı da sessizliğini koruyabilecek mi?
*“Bu bir boru değil (boru diil), vuvuzela/ This is not a pipe; this is vuvuzela bro!” ifadesi çerçevesinde yapılacak felsefi tartışmada Foucault’cularla Cüppeli Ahmet sempatizanları kapışır mı?
* Devletimiz Güney Afrika’dan gelen uçaklarda domuz gribi taraması gibi Vuvuzela taraması yapmalı mı? Boru tipi enstrümanla ilgili bakanlıklar (Kültür? Turizm? Spor? İç İşleri? Adalet!) görüş açıklasın mı?
* Yoksa FIFA Başkanı Blatter gibi “Avrupalılaştırmaya çalışmayın Güney Afrika’yı. Onlar futbolu böyle selamlamak istiyorsa, Vuvuzela’yı yasaklamam” diye mi düşünmeli?
Vuvuzelaaaaa!
“Ve yaklaşıyor yaklaşmakta olan...”
Inınınının!
Paylaş