Paylaş
Haberin orijinalini web sayfamızdan okumanızı tavsiye ederim, ancak alıntılarla manzarayı biraz hatırlatmaya çalışayım:
* * *
-Okulların açılmasına sadece 2 hafta kaldı ama hâlâ ne ders programı, ne de okulların giriş çıkış saatleri belli.
-Sadece İstanbul’da 114 bini 60 aylık olmak üzere toplam 373 bin öğrencinin birinci sınıfa adım atması bekleniyor. Elbette 60 aylık çocuğu olan velilerden bazıları erken olduğunu düşünüp çocuğunu okula göndermeyebilir. Her durumda okul sayısı yetmediği için ortaokullar sabah, ilkokullar öğleden sonra aynı okulu kullanarak ders başı yapacak.
-373 bin öğrencinin 300 bini bile okula gelse ders programlarını yetiştirmek için ortaokul öğrencilerinin sabah 07.30’da dersbaşı yapıp, öğleden sonra 14.30 gibi okuldan ayrılmaları gerekiyor. Kendilerinden sonra aynı okulu kullanacak olan ilkokul öğrencileri ise bu saatten sonra okula gelip, en iyi ihtimalle 19.30 gibi okuldan ayrılacaklar.
* * *
-İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız: “Sabah 05.30 olmasa bile 07.00’de dersi başlatsak, ilkokul birinci sınıf öğrencileri akşam 19.00’da çıkacak...”
-Doğan Ceylan (Müfettişler Derneği Başkanı): “Şimdi ortaokulların ders saati arttı, öğrenciler ya alacakaranlıkta 05.30 gibi okula gelecek ya da akşam karanlığında okuldan ayrılacaklar. 05.30’da okula gelecek çocuğun en iyi ihtimalle 04.00’te kalkması gerekecek. Bu saatte belediye otobüsü bile bulamayacaklar. Büyük kaos yaşanacak. İl Milli Eğitim Müdürleri çok zor durumda. Bakanlık bu işin içinden çıkamıyor... En kötüsü 5 yaşındaki bir çocuk bu durumda öğleden sonra okula geleceği için 40 dakika ders dinleme zorluğunu yaşamanın yanı sıra akşamın karanlığında evine gidecek.”
* * *
Manzara böyle işte.
Demek bundan böyle akşam yemeği için anneler-babalar değil 5 yaşındaki çocuğun eve gelmesi beklenecek.
Demek bundan böyle RTÜK’ün 21.30’da devreye soktuğu “Haydi çocuklar yatağa” anonsu, “Haydi hepiniz yatağa, sabah 5’te kalkıyoruz, huop!” şeklinde değişecek.
Demek bundan böyle okul servislerinde oturmalı düzenden yataklı düzene geçilecek.
Demek bundan böyle 19.30’da, trafiğin en hoşaf saatinde okuldan çıkacak 5 yaşındaki bebeler yüksek trafik bilinciyle yetişecek!
Demek bundan böyle çocuklar ya yolda, ya okulda ya da trafikte olacağından televizyonların çizgi film almasına ve yayınlamasına da gerek kalmayacak.
Demek bundan böyle “Dindar nesil/kindar nesil/minder nesil” tartışması önemini yitirmiştir, gelecek nesillerin “uykusuz nesil” olarak anılacağı kesindir!
Haydi şimdi uyuyun, önümüzdeki günlerde ihtiyacınız olacak.
Paylaş