Bulunduğum yer deplasman taraftarının hemen yanındaki Liverpool tribünü... Türkiye’de ezeli ve azılı iki rakip taraftarın bu kadar yakın oturmasını hayal bile edemeyiz. Küfür ve hakaret uzatılmayacak şekilde var ama tadında bırakılıyor.
LIVERPOOL’un 2005’te İstanbul’da Milan’ı yenerek kazandığı Şampiyonlar Ligi final maçıyla ilgili bir filmin; “Will”in gösterimi için İngiltere’ye geleceğim gün büyük maça denk gelince kolları sıvadım. Son dakikada bu tür maçlara bilet bulmak neredeyse imkansız fakat elimden geleni ardıma koymadım. Sabah 08.00’de İstanbul’da uçağa atladım, Manchester’a indim ve Britanya saatiyle 12.45’te başlayacak Liverpool-Manchester United maçı için takımlar sahaya çıkarken Anfield’da yerime oturmayı başardım. Bulunduğum yer deplasman taraftarının hemen yanına gelen, korner bayrağının hemen arkasındaki Liverpool tribünüydü. Üstümde 2002 model Liverpool formamla ön cephede savaştım yani bir bakıma! Kaldı ki ne Liverpool ne de Manchester United destekçisiyim, Ar-senal’i severim ama iki takım arasında seçim yapmak gerekince Liverpool’a meylederim. Türkiye’de ebedi, ezeli ve azılı iki rakip taraftarın bu kadar yakın oturmasını hayal bile edemeyiz. Küfür ve hakaret uzatılmayacak şekilde var ama tadında bırakılıyor. Manchester geçen sene 19’uncu şampiyonluğunu alıp 18 şampiyonlukta kalan Liverpool’u sollayınca rekabet “19” üzerinden yürüyor. M.United taraftarı hazırladığı “19” pankartlarıyla “Nineteen...Nineteen” diye bağırıp durdu maç boyu.
Zeminin güzelliği kelimelere sığmaz
Anfield’da daha önce de maç seyrettim; biri 0-0 biten Liverpool-Galatasaray maçıydı, diğeri 2-2 biten Liverpool-Arsenal maçı. Ancak sahaya bu kadar yakından, gündüz bakma şansını ilk kez yakaladım. Zeminin güzelliğini anlatmaya kelimeler yetmez. İlk yarı Liverpool önümüzdeki kaleye hücum etti (pek de edemedi açıkçası); korner sırasında oluşan tansiyon bile başlı başına bir güzellik. Kısmet Manchester’ın beraberlik golüne yakından şahitlik etmeyeymiş... Bu arada beni bir daha Anfield’a almayabilirler. Üç kere geldim statlarına üçünde de berabere kaldı adamlar. Neyse yenilmediler ya; bu da bir şey...
Liverpool hak etti ama...
Biraz da maçtan bahsedelim... Mücadeleyi seyreden herkesin ortak görüşü Liverpool’un galibiyeti hak ettiği şeklindeydi. Ama neylersin ki bu futbol... 68’de Gerard’ın frikik golüyle 1-0 öne geçen ev sahibi, yakaladığı diğer fırsatları değerlendiremeyince, Manchester United fırsatçı Hernandez’in 81’deki kafa vuruşuyla beraberliği kurtarmayı bildi: 1-1. Unutmadan söyleyelim, Liverpool’un hisselerinin küçük bir bölümünü satın alarak kulübün hissedarları arasına giren NBA yıldızı LeBron James de boynunda Liverpool atkısıyla tribünlerdeydi.
LeBron da tribündeydi
Liverpool Kulübü’nün hissedarları arasında yer alan NBA yıldızı Lebron James karşılaşmayı Liverpool atkısıyla tribünden takip etti.