Teşekkürler YSK şerefe Rumeli Feneri

DÜNYAYA Üsküdar ilçe sınırları içinde, Zeynep Kámil’de "Merhaba" dedim.

O sıralar ne dediğim anlaşılmadığından, ilk sözlerim kayıtlara "Inga!" şeklinde aktarılmıştır herhalde ama ben "Merhaba" dediğimi varsayıyorum!

Ailem Şişli’de ikamet ediyordu, hálá da öyle.

Nüfus kütüğümüz ise Eyüp, Düğmeciler.

Askerlik dışında hayatım boyunca İstanbul’un çeşitli semtlerinde yaşadım.

Çokça Gümüşsuyu ve Cihangir...

Biraz Beylerbeyi, biraz Kadıköy, biraz Tarabya.

Birkaç aydır da Beşiktaş’tayım.

* * *

"Bunlardan bana ne be adam?!" diyerek sinirlenmeye başladıysanız doğru yoldayız demektir.

Çünkü işin sizi de ilgilendiren kısmına gelmiş bulunuyoruz.

Dün sabah www.hurriyet.com.tr’nin sunduğu bir hizmet sayesinde nerede oy kullanacağımı öğrendim.

Hurriyet.com.tr aslında aracı. Hizmeti Yüksek Seçim Kurulu sunuyor.

TC kimlik numaranızı girip, oy kullanacağınız yeri öğreniyorsunuz.

Aynen öyle yaptım ve elde ettiğim netice karşısında ilk tepkim şöyle oldu: Rumeli Feneri mi?..

Rumeli Feneri şahane balıkçı köyüdür.

Rakı/balık peşinde gitmişliğim vardır.

Ama 2009 model yerel seçim arifesinde benimle ilgisi nedir, onu çözebilmiş değilim.

Gördünüz mü? Sizi ilgilendiren yere geldik. Bence 29 Mart’ta sinirden kudurarak sandığınızı aramak yerine şimdiden kendinizi hazırlayın.

Kendinizi arayıp bulamamak veya Kaşık Adası’na seçmen olduğunuzu öğrenmek de var işin ucunda.

Rumeli Feneri Köyü ve benim aramdaki meseleye gelince...

* * *

YSK’ya teşekkür borçluyum.

29 Mart’ta akşama doğru, rakı/roka yasağının kalkacağı saati de hesaplayarak Rumeli Feneri Köyü’ne gideceğim.

Oyumu kullandıktan sonra Karadeniz’in soğuk sularıyla kırbaçlanmış, yağlanmış bir derya kuzusu ve bi kadeh de rakı söyleyeceğim.

Sonra gelsin seçim sonuçları.

"N’olacak lan bu memleketin hali?.." sorusuna "Şerefe Rumeli Hisarı Köyü!" diyerek cevap veririm, olur biter!.

Seyretmeye doyamadığım reklam

ESTETİK açıdan yüksek bütçeli reklam filmlerine nazaran "kavruk" kalan reklam filmlerine özel bir sevgi beslerim.

"Mayasız peynir olmaz, mayasız olgunlaşmaz, pınarla mayalanan, peynire doyum olmaz..."dan başlayın, günümüzün Türkçe hip-hop destekli terlik/pabuç reklamlarına kadar gelin.

B-Tipi filmlere duyduğum sevgi gibi.

Nazlı Ilıcak’ın yazılarını sevmem gibi.

Kadir Topbaş’ın oyunculuk performansını çok beğenmem gibi.

Mana kazandırmaya çalışmadan seviyorum...

Geçen akşam bu alanda bir klasik olacağına bugünden inandığım bir reklama denk geldim.

Bir uydu üreticisi, "gerilla tarzı" denebilecek bir şekilde Başbakan’ın Davos Zirvesi macerasını reklamlaştırmış.

Bıyıkları Başbakan’a göre biraz daha uzun olan oyuncu, Dünya Uydu Kongresi’nde kendisine söz hakkı tanımayan moderatörü "Van minut... Eskuz mi..." diyerek öteliyor ve mesajı veriyor:

"Bizim uyduyu alın..."

Seyretmeye doyamıyorum. O kadar şahane.

Size de tavsiye ederim, gündeminiz şenlensin...
Yazarın Tüm Yazıları