Tesadüf hadisesi

GEÇEN sezon Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, Galatasaray'ın kazandığı iki Avrupa kupası için ‘tesadüf’ demiş ve ortalık epeyce karışmıştı.

Normal şartlarda tartışmaya bile değmeyecek bir konu büyüdükçe büyüdü, Galatasaray tribünleri söylemeyi hala sevdikleri ‘Sana göre tesadüftür/ Bize göre söke söke/ Sen rüyanda göremezsin/ Kupa bizim müzemizde’ şeklindeki besteyi yaptı, hatta bu tezahüratın sözleri GS Store'larda tişörtlere basıldı ve epeyce de sattı vesaire.

Aziz Üstel ve Ömer Çavuşoğlu, pazar gecesi tekrar ‘Galatasaray'ın UEFA Kupası tesadüf müydü, değil miydi?’ tartışması yaptılar. Cem Yılmaz,Ama Galatasaray ondan sonraki iki sezonda da Avrupa'da üst seviyede başarı gösterdi. Şampiyonlar Ligi'nde iki gruptan birden çıkıp çeyrek final oynadı’ gibi makul cümlelerle konuyu toparlamaya çalıştı.

Fakat Ömer Çavuşoğlu, ‘Tesadüftü’ dedi başka bir şey demedi. Bu muhabbet kahvede yapılsa biri de çıkar der ki; ‘Eh usta, al sen de o kupaları müzene bir koy bakalım, sonra gel karşıma sana bir de çay ısmarlayayım, tartışalım...’ Neyse ki tartışma kahvede yapılmıyordu...

Necati Ateş’in taktiği

Tomas'ın geçen hafta yaşadığı ‘lama sendromu’ yüzünden (Malum, lamalar tepkilerini belirtmek için tükürürler) Galatasaray defans kurgusunda problem yaşadı. Topu kucağında bulan Yalçın maça çıkarken haliyle gergindi. Televizyonda Necati Ateş'in çıkış tünelinde Yalçın'a verdiği taktik şuydu: ‘Dünyanın en iyi liberoları ve savunma oyuncuları bile topu taca atıyor, unutma...’ Necati tabii ki iyi niyetli ve gerçekçi bir tavsiyede bulunuyor fakat bu takımın bir taktiği yok muydu? Diye de düşünmeden edemiyor insan.

İçinden uçak  geçen program

MEHMET Ali Erbil, ‘Ya Şundadır Ya Bunda’ adlı şov programında bazen duruyor ve ‘İzmir uçağı geldi, rahat olun’ diyor. Bu bir espri değil. Televizyon kanallarının stüdyolarının mühim bir bölümü havaalanına yakın ve bazen uçakların inişleri, kalkışları yayına yansıyabiliyor.

Pazar gecesi Telegol'de Gökmen Özdenak konuşurken bu iş biraz abardı. Artık uçak stüdyonun üstünde tur mu attı, yoksa bir müddet havada asılı kalıp kasten gürültü mü yaptı (Şaka yapıyorum tabii ki) bilemem ama epeyce uzun sürdü uçak sesi. Yine de dikkatleri dağılmadı, tebrik ederim.

Erciyes defansı ve İstiklal Caddesi

Beyoğlu'na yakın zamanda çıkmış olanlar iç savaş yıllarındaki Beyrut sokakları gibi bir manzarayla karşılaşıyor. Tamamı kazılan cadde ve ara sokaklar, bu kazılardan kaynaklanan çamur deryası vesaire müthiş bir kargaşaya yol açıyor.

Erman Toroğlu, K.Erciyesspor-Fenerbahçe maçını yorumlarken, ev sahibi takımın defansını ‘Erciyes'in defansı İstiklal Caddesi'nden kötü’ sözleriyle değerlendirdi. Erman Hocam, Erciyes defansı bence de derli toplu değildi fakat İstiklal'in durumuyla karşılaştırmak biraz ağır oldu. Ronaldinho bile hiçbir defansı belediyenin İstiklal'i dağıttığı gibi dağıtamaz bence...

Trabzon-Ankara maçı müthişti

Pazar günü saat 16.00'da bir karar vermek durumundaydım, ya TV8'de Juventus-Cagliari maçını seyredecektim ya da Trabzonspor-Ankaraspor maçını... ‘Yerli malı yurdun malı, herkes onu kullanmalı’ diyerek tercihimi Süper Lig maçı için kullandım.

İyi ki de böyle yapmışım. Trabzonspor, Yattara'yla golü buldu önce, sonra da 2-0'ı yakaladı ve rahatladı. Bu arada skoru geliştirebilecek pek çok fırsat da yakaladı.

Ancak Ankaraspor da maçtan hiç kopmadı ve sürekli golü kovaladı. Güzel bir golle 2-1'i buldu Ankaraspor. Fakat bu arada 10 kişi kaldı. Yine de yüklenmeyi sürdürdü. Maçın normal süresi tamamlandı, eksik zaman oynanırken Ankaraspor 2-2'yi kaladı. Tabii Trabzon cephesinde soğuk duş etkisi yaptı bu gol.

Maç böyle biter derken, son saniyede bir gol daha buldu Ankaraspor ve zorlu deplasmandan 3-2 galip döndü. Son dönemde seyrettiğim en müthiş futbol maçlarından biriydi. Kaçıranlar üzülsün...
Yazarın Tüm Yazıları