Su tabancası ve break dance

Kanat ATKAYA
Haberin Devamı

Cumartesi günü zemheri zürefası gibi çıkmışım sokağa. Ağustos ayında kaban giyecek halim de yoktu tabii. Ama yağmur birden bastırınca dımdızlak kalıverdim Nişantaşı'nın göbeğinde.

Hemen hedef belirledim ve Milli Reasürans'a attım kapağı. Yağmur bayağı hırpaladı tabii bu arada ama yapacak bir şey de yok. Neyse, Milli Reasürans'taki favorim Touchdown yaz tatilinde olduğundan, Zanzibar'a yazıldık.

Şimdi Nişantaşı nasıl başka bir coğrafya, farklı bir memleket ise (Sanırsın Rodeo Drive yani), Zanzibar da öyle. Yemekler güzel, mekan ferah, personel kibar filan onlar ayrı.

Buraya takılan insanlar, hiç de Türk gibi gözükmüyor. Mesela hepsi çok şık giyiniyor. Açık ayakkabı veya ne bileyim işte terlik gibi şeyler bu kadınlara yakışıyor mesela. Ama çık kapıdan 10 dakika yürüyüp Elmadağ'a ulaş, bak bakalım yakışıyor mu oradaki kadınlara (Gördüğünüz gibi kendi kendine mesele çıkartıp kıllanmakta üstüme yoktur.)

Sonra çok sağlıklı gözüküyorlar. Sağlıklı derken; gürbüz çocuklar gibi sağlıklı değil. Candan Erçetin'in oynadığı su reklamlarındaki gibi sağlıklı (Anladığınızı umuyorum ve yarattığım bu kaotik ortamdan hızla uzaklaşıyorum...)

Zanzibar'da birşeyler atıştırıp hafif de kuruduktan sonra, yağmuru biraz daha oyalamak maksadıyla Gerekli Şeyler'e gittim.

Gerekli Şeyler çizgi roman, Magic The Gathering gibi çocukların kafayı fena sardıkları kart oyunları (Fantastik olduğunu düşünüyorlar, oysa memleket meseleleri daha fantastik, haberleri yok), CD, yoyo vesairenin satıldığı bir dükkan (Şimdi karşılıklı iki dükkan yaptılar aslında...)

Yani benim hayatta en sevdiğim şeyler bir arada (Yoyo hariç, sıkılıyorum...). Bir süre önce vitrinde görüp, anında vurulduğum Super Soaker'ın peşindeyim aslında. Sizi tanıştırayım: Super Soaker dev bir pompalı su tabancası. 5 farklı şekilde ve şiddette su sıkabiliyor. Dev gibi bir şey.

İki aydır filan gelip gidip vitrinde Super Soaker'ı kesiyorum. Hani utanmasam alacağım. Ama alsan ne yapacaksın? Yani eşek gibi adamsın onunla dolaşamazsın. Eve koysan kimi ıslatacaksın? Haydi ıslattın nasıl bir karşılık alacaksın? Durduk yerde arıza çıkacak. İçimde bir uktedir yani bu Super Soaker.

Neyse, Gerekli Şeyler'in önüne kadar bu minik ikilemle uğraştım. Tam vitrinin önüne geldim, bir de ne göreyim, Super Soaker yok. Sadece o değil, küçük Super Soaker'lar da gitmiş. Girip biraz Sin City karıştırdım, sonra hayal kırıklığı içinde Reasürans'ı terk ettim...

Yargıcı'ya kadar çıktım, sonra hoop sola Harbiye yönüne. ‘‘Askeri Müze'nin avlusunda duran jeti ne zamandır incelemiyorum. Acaba oraya mı takılsam’’ diye düşündüm ama sonra bu hareketin ne kadar 'loser' (İngilizce terim kullandığım için özür dilerim ama bu da sarcastic gibi tam karşılığı olmayan bir laf, kusura bakmayın) gözükeceğini fark ettim. Bundan daha kötüsü, sırf yapacak başka bir şey olmadığı için tutmadığınız bir takımın öğlen saatlerindeki futbol maçına gitmektir ki; az Sarıyer maçı seyretmedim yani.

Radyo Evi'nin önünde bir turiste McDonald's'ı tarif ettim. Bir ara ‘‘Buzluktan çocuk da iste, güzel yapıyorlar’’ diyecektim ama elin turisti anlamaz diye vazgeçtim.

Böyle böyle yürürken Elmadağ da henüz ortalarına geldiğim bu sarsıcı günün son sürpriziyle karşılaştım. British Airways'in oralarda filan bir grup genç toplanmış ve BREAK DANCE YAPIYORDU. Tanrım! 1980'lerin ilk yarısında, kafasının üstünde dönmek isterken birçok arkadaşının ciddi şekilde yaralanmasına şahit olmuş biri olarak bütün benliğimle irkildim.

Ortaya bir teyp koymuşlar. Zongur zongur hip hop çalıyorlar ve sırayla break dance figürü yapıyorlar. Ve bütün bunları öğleden sonra üçte filan görüyorum.

O an kendimi bir karar vermek zorunda hissettim. Ya biraz daha yürüyüp karşıma Medrano Sirki'nin çıkmasını bekleyecektim (Ya, çok alakasız olacak ama söylemem gerekiyor. Sirk afişleri çok güzel, rengarenktir ama bir gidersin bir sürü sünepe fil ve sıkıcı palyaçolar olur. Bu yüzden sirkten nefret etmiş biriyim mesela) ya da eve dönüp her şeyin geçmesini bekleyecektim.

Delikanlı tırsmaz dedim ve yoluma devam ettim. Karşıma sirk filan da çıkmadı...

Yazarın Tüm Yazıları