Paylaş
İnsanoğlu daha otoriter yönetimlere mi teslim olacak yoksa faturayı “dediğim dedik” liderlere kesip aklı ve bilimi yücelten, kamunun faydasını gözeten yeni kahramanlara mı kucak açacak, bekleyip göreceğiz...
Görüşlerine çok kıymet verdiğim Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Nilüfer Narlı, Cumhuriyet’ten İpek Özbey’e verdiği röportajda bu yöndeki bir soruya şu yanıtı veriyordu:
“...Dijital demokrasi bu tür bir otoriterleşme önünde engel olacaktır. Bu salgın ulus-devletin gücünü tekrar ortaya koydu. Salgın sonrası ulus-devletler güçlerini korusa da küresel işbirliği ve dayanışmaya her zamankinden daha fazla ihtiyaç olacaktır. Salgın sonrası dönemde insan-doğa ilişkileri, doğa-insan partnerliği anlayışı güçlenebilir. Bu salgın sonrası mevcut değerlerin güçlü bir biçimde sorgulandığı günler gelecek. Bu süreçte yeni liderler, yeni kahramanlar yükselecektir...”
Akıl, bilim, otoriterleşme tehdidi, yeni kahramanlar vesaire demişken...
Koronavirüsle mücadele sürecinde en şahane(!) yöntem elbette dünyanın en az demokratik memleketlerinden Türkmenistan’dan geldi.
Halihazırda Gurbanguli Berdimuhamedov tarafından resmen “kafasına göre” yönetilen ülkede “koronavirüs” yasaklandı!
Yanlış filan okumuş değilsin eyyy sevgili okur!
Türkmenistan’da koronavirüs kelimesinin kullanımı yasaklandı; okullara, işyerlerine ve hastanelere dağıtılan sağlık bilgilendirme broşürlerinden izi silindi.
Sınır Tanımayan Gazeteciler’in iddiasına göre sokakta maskeyle gezmek veya salgın hakkında konuşmak da kodesi boylamak için yeterli hale geldi.
13 Mart’ta “Baba Koruyucu” olarak anılan Gurbanguli Berdimuhamedov’un emriyle ‘harmala’ adı verilen geleneksel bir bitkiyle tütsülenerek dezenfekte edilen ülke koronavirüsü yasaklayarak konuyu tamamen kapatmış oldu!
Bu uygulamanın saçmalığı ortada ancak Türkmenistan saçmalık ve mantıksızlık konusunda “eğitimli” bir ülke...
Ekmek yerine eski Türkmenbaşı’nın annesinin adının kullanıldığı, siyah otomobilin iç kararttığı için yasaklandığı (Başkan beyaz seviyor), madalya kazanamayan sporcuların vatan haini ilan edildiği, doktorların Hipokrat yemini yerine devlet başkanı adına yemin ettiği, başkent dışında kütüphanelerin kapatılıp yasaklandığı bir ülkeden bahsediyoruz.
Saç ve sakal uzatmak, otomobilde radyo dinlemek de yasak mesela...
Başkan hariç bütün kamu görevlileri elbette başkanın belirlediği bir yürüyüş rotasını yılda bir kez tamamlamak zorunda, semirmeleri yasak!
Koronavirüs mü yasaklanmayacak yani?!
O da yasak kardeşim, sıkıysa kap virüsü!
Paylaş