Sessiz Bekçi’nin düdüğü

SÜPER Final’in ardından maç sonrası olayların yanı sıra polisin şiddeti de sorgulanıyor.

Haberin Devamı

Hemen herkes olayların bu kadar büyümesinde polisin orantısız şiddet uygulamasının etkili olduğu konusunda hemfikir.
Hedef gözetmeksizin tribünleri biber gazıyla boğmak konusu açıldığında yetkililer “Ya cop kullanacaktık, ya gaz...” diyor.
Yahu niye cop, niye gaz?
Kimse “Bırakın yakıp yıksınlar” demiyor elbette ama yok mu başka bir güvenlik önlemi, müdahale yöntemi?

* * *

Her derbi maçı öncesi güvenlik kurulu toplanır mesela.
Galatasaray’ın şampiyon olması halinde kupayı o statta alacağı kural ile bağlanmışken, bu ihtimali güvenlik güçlerinin hesaplayamamış olması mümkün mü?
Bu senaryo konuşulmuyorsa ne konuşulmuş olabilir ki?
Kaldı ki alakalı alakasız herkesi, bütün bir stadı gaza boğmak yangına benzin dökmektir.

* * *

Biber gazının ne kadar acımasız bir şiddet aracı olduğunu, zulmüne uğrayan bilir.
Ertuğrul Özkök etkileri madde madde sıralayıp “Öldürür bu gaz” noktasına varıyor; Ahmet Hakan biber gazı deneyimini detaylı şekilde aktardıktan sonra ikinci bir yazıyla da polisin hatalarını sorguluyordu dün.
Sosyal medyada paylaşılan fotoğraflar, videolar hazin...
Televizyon kanalları uzmanlardan aktarıyor zararlarını...
İstanbul’daki NATO Zirvesi’ni takip ederken protestocularla polis arasında kaldığımda tadına bakmıştım.
Efsanevi “bol su, limon” filan kâr etmiyor, saatlerce eziyetini çekiyorsunuz.

* * *

Haberin Devamı

Madem bu kadar konuşuyoruz biber gazını, size “Sessiz Bekçi”yi tanıtma zamanı geldi demektir.
Barkın Şık’ın 6 Mayıs 2012’de Cumhuriyet’te yayınlanan haberiyle tanıdım ben de kendisini.
Kısaca “Sessiz Bekçi” demenin daha iyi olacağını düşündüren uzunlukta bir adı var:
“Belirli bir seviyede milidalga yayan elektronik kitle durdurma ve süpürme sistemi.”
Geçenlerde Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ABD’li Raytheon firması tarafından tanıtılan, “öldürücü olmayan silahlar” sınıfında incelenen bir teknoloji.

* * *

Sessiz Bekçi, “95 GHz’de milidalga yayarak kitleleri durdurabiliyor, yönlendirebiliyor ve süpürebiliyormuş.”
Sessiz Bekçi, “deri altındaki su kabarcıklarında kaynama yaparak kişilerde yanma hissi oluşturuyormuş.”
Sessiz Bekçi düdüğü öttürdüğünde “deri yanması, beden ısısının yükselmesi ve fiziksel yanma geliyormuş.”
Sessiz Bekçi düdüğü öttürdüğünde “hareket kabiliyeti geçici bir süre kayboluyormuş.”
Yani kabaca açık havada mikrodalga fırın ortamı yaratılıyor.
Cumhuriyet haberi “Polisler bu kez yakacak” başlığıyla “Ooo çok sert” tonundan vermiş.
Ama asıl “Ooo Ivana Sert!” dedirtecek detay başka bir yerinde haberin: “Sessiz Bekçi olarak nitelendirilen yeni sistemin Emniyet’te büyük ilgi ve beğeni gördüğü belirtildi...”

* * *

Haberin Devamı

Tazyikli su, cop ve biber...
Yeni bir rakipleri/arkadaşları var demektir.
“İlgi ve beğeniyle” karşılandığına göre...
Sessiz Bekçi düdüğü ağzına götürdü götürüyor demektir; benden hatırlatması...

(NOT: Stat dışında büyüyen olayları, katlanarak büyüyen şiddeti ve sonuçlarını onaylamak mümkün değil.
Onlarca gözaltı, yaralı, esnafın uğradığı zarar. Yazık...
Kupa töreni konusunda doğru tavır sergileyen Galatasaray’a çektirilenler de eminim Fenerbahçelilerin kendilerine yapılmasını istemeyecekleri hareketlerdir, ayıp edilmiştir.
Şampiyon Galatasaray’dır, nokta.)

Yazarın Tüm Yazıları