Paylaş
Hey’de çalıştığım yıllarda tanımıştım ben de, yıllar geçmiş. Rock müzik tarihinin en yakın şahitlerindendir. Dergiler, kitaplar, televizyonda, radyoda programlar yaparken bir yandan da rock arkeoloğuna dönüştü.
Bir süredir “Türkiye Rock Tarihi” adlı bir kitap hazırladığından bahsediyordu.
Kitap, daha doğrusu Güven Erkin’in hazinesi nihayet gün ışığında belirdi.
İki cilt olarak tasarlamış, “Saykodelik Yıllar” altbaşlıklı ilkini gördük nihayet.
Genel hatlarıyla müziğin, cazın, rock’ın dünyadaki ve Türkiye’deki macerasını aktarırken aralarda da harika hikâyeler anlatıyor yazarımız.
Kitabın asıl güzelliği ve önemi ise kullanılan görsel malzeme. Güven, yıllardır topladığı fotoğrafları, afişleri, gazete ve dergi koleksiyonlarını, kimini ancak hayallerimizde görebileceğimiz plakları vb paylaşıyor.
İyi bir kâğıda özenle basılan fotoğraflardan bazılarının “her koleksiyonerin rüyası” olduğunu da belirtmem gerekir.
Ama kitap sadece görsel malzemelerden oluşmuyor. Anlatacağı çok hikâye, anacağı çok isim var Güven’in.
Kimini bildiğim, kimi hakkında kulaktan dolma modeli haberdar olduğum, kimini ilk kez duyduğum harika hikâyeler var.
Mesela Halit Kıvanç’ın “Rock’n Roll-Sallan Yuvarlan” filminin 14 Ocak 1957’de Beyoğlu Atlas Sineması’ndaki ilk gösterimini anlattığı yazı başlı başına bir bomba.
Kıymetli Halit Ağabey’le spor üzerine sohbet etme şansım olmuştu fakat bu şahane yazısını bilmezdim.
Filmin biraz belalı olduğu haberi önceden gelmiş, belli. Halit Kıvanç yazısına önceki olayları işaret ederek başlıyor: “İsviçre’de sinemadan çıkan gençler otomobilleri ters çevirdi... İngiltere’de koltuklar söküldü, salon dans pistine dönüştü... Amerika’da coşan kızlar erkeklerin, erkekler kızların elbiselerini parçaladı...”
Halit Ağabey devam edecek elbette ama özellikle ABD kaynaklı kızlı-erkekli coşma tehdidi, bir tür “prehistorik Gezi kalkışması” olarak algılanabilir!
Rock’n Roll’un İstanbul’a sinematik takdimine şahitlik eden Kıvanç, bir rock klasiğinin başlangıç anını da tespit etmiş. “Kapı önü bilet dramı!” olarak anacağımız bu klasiğin ilk örneği şu cümlelerde görülüyor:
“Bileti olan içeri girmeğe çalışırken, biletsiz gençler de kapıda ‘Rock’n Roll’culara acıyın! Fazla biletinizi verin!’ diye yalvarıyorlardı!..”
¡
Gençlerin kızlı erkekli coşacağına dair istihbarat alan güvenlik güçleri de olay yerinde hazır bulunuyormuş.
Gençler coşmadığı sürece problem olmadığından Halit Kıvanç’ın ifadesiyle “...Emniyet memurları da hani ‘Eğlenmek gençliğin hakkıdır’ diyerek biraz tebessüm ediyordu...”
Hal böyleyken, emniyet tesis edilmişken filmin ikinci yarısında olaylar, olaylar, olaylar...
Filmin gazına gelen gençlik ve Halit Ağabey’in önünde ‘sallanan ama Allah’tan yuvarlanmayan’ 55’lik hanımefendi, ikinci yarıda koparak dökülmüş anladığım kadarıyla:
“Sinemanın ön sıralarında ceketlerin havaya uçtuğunu görüyorduk. Çok geçmeden koltuklarından fırlayanlar soluğu aralıklarda aldılar. Alkışlar, ıslıklar, feryatlar arasında film bitti...”
İstanbul’daki ilk gösterinin ardından yazıya göre kitle sessizce dağılmış.
Fakat 7 Mart 1957’de Ankara’daki gösterimin ardından soluğu Lozan Park’ta alan bir grup genç “kızlı-erkekli” dans etmeye başlayınca polis gelip copla müdahale etmiş...
“Türkiye Rock Tarihi” her sayfası başka güzellikler barındıran çok iyi bir arşiv çalışması, ileride de faydalanılacak bir kaynak kitap.
İyi pazarlar, sert müzik dinleyin!
Paylaş