Paylaş
Latince “Daha hızlı, daha yüksek, daha güçlü” anlamına gelen bu meşhur kalıp Olimpiyat Oyunları’nın felsefesini özetler.
İnsanoğlunun fiziksel ve elbette mental açıdan eriştiği, erişebileceği yüksek noktaları işaret eden sloganın er meydanıdır Yaz Olimpiyat Oyunları.
Kış Oyunları’na da bayılırım ve kaçırmam fakat çocukluk yıllarımdan itibaren heyecanla izlediğim bu “dört yılda bir gelen bayramın” ruhumda tetiklediği coşkunun yeri ayrıdır.
Tokyo için malumunuz, pandemiden dolayı ekstra bir yıl daha nöbet tuttuk fakat geldi işte gönlümüzün efendisi...
NBA’den alışkın olduğum gecenin sabaha koştuğu saatlere saat kurup kalkma mesaisine kendimden ummayacağım bir coşku ve mutlulukla koşuyorum; kano slalomdan okçuluğa, dağ bisikletinden judoya, ne bulursam seyretmeye çalışıyorum.
İşin içinde “bizimkiler” olduğunda elbette motivasyonum da artıyor...
A Milli Kadın Voleybol Takımı, son şampiyon Çin’i çok üstün bir oyunla, çok net bir skorla yendiğinde “neredeyse hepimiz” gibi göğsüm gururla kabardı, gözlerim doldu...
İşin “neredeyse hepimiz” kısmını açmak gerektiğinin farkındayım.
İsmi lazım değil, kendisini “kime sultan denir, kime sultan denmez” noktasında yetkili ilan eden bir tipin sosyal medyaya saldığı zehirli mesajın ardından bize özgü bir olimpik yarışa giriştik ikiye bölünerek...
Ne o tipin mesajını yazmaya niyetim var, ne de bu öfkeli dile hizmet etmeye...
Bir tutkal vazifesi görecek bu şahane zafere imza atan kızlarımıza ve bugün oynayacakları ikinci maçlarına odaklanmak, olimpiyat ruhuna leke düşürecek bu çirkeften kaçmak istiyorum.
Tek ümidim aslan yürekli kadın voleybolcularımızın da bu zevzeklik etrafında gelişen tartışmalardan uzak kalabilmeleri...
Rahat bırakın yeter...
Hakikaten yeter!
EBRAR’IN ŞAHANE SAÇLARI
A MİLLİ Kadın Voleybol Takımı’nın yıldızlarından Ebrar Karakurt’un harikulade pembe saçları, bu olimpiyatın görsel hafızasının kıymetlilerinden olacak, eminim.
Bu pembe saçın tasarlayıcı ve uygulayıcısı olan takım arkadaşı Aslı Kalaç’tan dinleyelim hikâyenin aslını. Bu alıntıyı, harikulade bir Olimpiyat Özel Sayısı hazırlamış olan Socrates Dergisi’ndeki Caner Eler ve Aras Yetiş imzalı röportajdan alıntıladığımı da belirteyim hemen:
“(İtalya’daki kampa...) İlk geldiğimiz gündü. ‘Yaparız’ dedim ama ilk defa yapacağım aslında. Neye güvenerek öyle bir cevap verdim, bilmiyorum. Boyayı karıştırmak için kap yok, boya fırçası yok. Elimle yapmam lazım. O yüzden lastik eldiven aldık, bayağı bir işlem uyguladık. Önce saçın rengini açtık, sonra bir süre bekledik ve daha sonra pembeye boyadık. Zaten Hande de (Baladın) yardım etti. Odada gerçekten kuaför salonu gibi bir ortam vardı. Saç yıkama bölümü olur ya, lavaboyu o şekilde kullandık. Müthiş bir şey çıktı ortaya. İki gün kadar herkesten çekimser cevaplar aldıysak da boya akmaya başladıkça herkes çok beğendi...”
Beğendik ne kelime sevgili Aslı, sevgili Hande, sevgili Ebrar.
Bayıldık, bayıldık yahu...
KAYKAY ARACILIĞIYLA GENÇLİK AŞISI
KAYKAY bu yıl olimpiyata dahil edildiğinde bazılarının kaşları havaya kalkıvermişti...
Olimpiyat zaman içinde yeni sporları bünyesine alan, bazılarını çıkartan, bazılarını bir kullanan bir vazgeçen dinamik bir yapıya sahip...
Kendim bu konuda hiçbir beceriye sahip olmasam da kaykay eklenince çok sevinenlerdendim.
Erkeklerde 22 yaşındaki Japon sporcu Yuto Horigome, olimpiyatta altın madalya kazanan ilk kişi oldu.
Kadınlar kategorisinde ise durum daha da şahane bir hal aldı.
Dün tamamlanan yarışlarda 13 yaşındaki Japon sporcu Nishiya Momoji altın madalyaya, 13 yaşındaki Brezilyalı sporcu Rayssa Leal gümüş madalyaya, 16 yaşındaki Japon sporcu Nakayama Funa da bronz madalyaya ulaştı.
O kaşları bir indirelim ve bu gencecik şampiyonları alkışlayalım...
BU DERGİYİ KAÇIRMAYIN DERİM
DÜŞÜNEN Spor Dergisi sloganıyla yola çıkan Socrates’in Olimpiyat Özel Sayısı, Tokyo 2020’ye ve mesela bu yazıya hazırlanırken en büyük destekçim oldu.
Başarısını yurtdışına da taşımış olan Socrates’i hazırlayan sevgili arkadaşlarım, kardeşlerim yine dört dörtlük bir iş çıkarmış.
Bayide tükendikten sonra peşinden koşan çok oluyor, önceki sayılarından biliyorum.
Bu sebepten elinizi çabuk tutmanızı öneririm...
Paylaş