Paylaş
AKP, CHP ve MHP liderleri kürsüye çıkıp, söz birliği etmişçesine haşladılar Güven’i.
En derin ve felsefi yaklaşım, hesaplama yöntemleriyle aklımızı başımızdan alan MHP liderinden geldi: “Gözyaşı yoksa insan yok diyorsan, burada gözyaşı yok, demek bu salonda insan da yok...”
Başbakan Erdoğan “Analar ağlamasın” noktasından “Biz ağlamayız”a geldi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu da zihinsel bir sıçramayla “bölücülük” noktasına vardı.
* * *
Recep Güven sıcağı sıcağına olmasa da belli ki o koltuktan alınacak.
Oysa biraz demeç cambazlığı oynamayı bilseydi başına bunlar gelmezdi.
Turgut Özal’ın “3-5 çapulcu” demecinden bu yana Kürt sorununa ve kökleşen neticelerine yönelik klasik demeçlerimiz var cilt cilt.
30 yıldır bu demeçleri kullananın başı ağrımadı.
Kan durmadı, toprak genç insan bedenlerine doydu, binlerce aile acısıyla baş başa kaldı ama olsun, garantili demeçlerin son kullanım tarihi hiç gelmedi.
* * *
Recep Güven “Kınıyorum”, “Lanetliyorum” diye başlamalıydı bir klasik giriş cümlesi olarak.
Sonra zengin demeç mönüsünden istediğini seçip devam etmeliydi:
“Kendi kanlarında boğulacaklar...”
“Tükürüğümüzle hepsini boğarız...”
“Hainlerin başı ezilecek...”
“Saklandıkları inlerinde yok edilecekler...”
* * *
Liste çok uzun, hepsini en az yüzlerce tur dinledik.
30 yılda vardığımız nokta, verdiğimiz canlar da ortada.
Recep Güven’in hatası parçalanmış bu lügate sığınmak yerine içinden geleni söylemek oldu.
Şu garantili demeçlerden birini çekip robot gibi tekrarlasaydı bunların hiçbiri olmayacaktı.
“Büyük lafı” dinleyip politikayı politikacılara bıraksaydı ne bu fırçaları yiyecekti, ne koltuğu altından çekilmek istenecekti.
Aynı demeçlerle dönemler boyu, partiden partiye sekerek Meclis kariyeri yapanların yaşadığı ülkeden bu basit dersi çıkaramamış ya...
Neyse, yerine oturtulacak bir emir kulu bulur elbet otomatik demeç uzmanları.
Yazık...
Tutmayın Küçük Enişteleri
EGEMEN Bağış “Türkiye gerekirse birkaç saat içinde Suriye’yi yok eder” iddiasında bulunmuştu.
Şamil Tayyar ise katıldığı televizyon programında “3 saatte Şam’a varırız” diyerek daha net konuştu.
Canımızın içi, şahaneler şahanesi “Tosun Paşa” filmini seyretmeyen yoktur herhalde.
Seferoğulları ve Tellioğulları kafayı taktıkları Yeşil Vadi için kapışmak üzeredir.
Karşılıklı tahrikler neticesinde ortam iyice gerilir ve nihayetinde Tellioğlu Bekir, yani Küçük Enişte (Tuncay Gürel) “Bırakın, bırakın, tutmayın beni...” diye ileri atılır.
Tellioğulları safında yer alan Şaban (Kemal Sunal) pozisyonunu korur ve şöyle demekle yetinir:
“Tutmayın Küçük Enişte’yi, salıverin gitsin...”
Nereden geldiyse artık aklıma...
Paylaş