GEÇEN hafta, ‘‘70 model TRT kanalı isterim’’ diyerek durduk yere başımıza iş açma konusundaki merakımızı göstermiş ve söz konusu yazıyı, ‘‘Ortada kek gibi kalmak da var ama, yazdık bir kere. Haydi hayırlısı’’ diyerek noktalamıştık.
Sağolun, varolun gelen e-mail'lere bakınca ortada kek gibi kalmayacağımızı net bir şekilde anladık.
Önce geçen haftaki yazıyı okumamış ve şu anda büyük ihtimalle ‘‘Neden bahsediyor bu adam yahu?’’ diyenlere geçen bölümün özetini verelim.
Efendim, TRT'nin tek kanal olduğu günlerde yayınladığı, benim de dahil olduğum bir kuşağın hayatını direkt etkilemiş dizilerin yeniden yayınlanmasını istiyoruz.
İstemekle kalmıyoruz. Yüzsüzlük ederek, yöntem filan da öneriyoruz. TRT'nin 7 kanalından bir tanesi, sadece akşam saatlerinde veya, hafta sonlarında versin Petroçelli'yi, Bonanza'yı, , Kayğısızlar'ı, Arsen Lüpen'i, Martı Adası'nı bünyeye diyoruz.
Belli bir reyting garantisi verebileceğimizi de sözlerimize eklemeyi ihmal etmiyoruz.
* * *
Memlekette aklını bu işlerle bozmuş tek kişi elbette ben değilim. Okurlardan inanılmaz derecede güzel öneriler geldi. Onlara sonra geçeceğim.
Çünkü önce, gelen mail'ler içinde, diğerlerinden farklı bir destek var. Onu okuyun. Bu e-mail, TRT'den Sorumlu Devlet Bakanı Yılmaz Karakoyunlu'dan. Yani meseleyi çözebilme ihtimali olan birinden... Tıraşı kesiyor ve mail'e geçiyoruz...
‘‘Sayın Atkaya,
Bugünkü köşe yazınızı TRT'ye ayırdığınız için teşekkür ederim. Temas ettiğiniz konular, bugün 35 yaşın üzerindeki yurttaşlarımızın ilgiyle izledikleriydiler. O tarihlerde TRT 'tek tabanca' idi; bütün ilgi ve takdirleri topluyordu.
Baştka tür programlar sunması da mümkün değildi; izleyicilerinin bilgi, kültür ve zevkleri seviyesiz programlara karşı büyük tepkiler ile dikkat çekerdi.
O tarihler tek kanal olması seviyesini koruma noktasında çok önemli bir sınırlayıcılık taşıyordu.
Bugün bu seviyeyi tutturmak maalesef mümkün değildir. 20 yılda çok şey değişmiş ve özel televizyonların reyting merakıyla başlayan yayın disiplinsizliği TRT'yi de etkilemiştir.
TRT yasası ve yayın ilkeleriyle belirlenen disiplininin sürdürülebilmesi için yeni bir anlayışın hakim kılınması gerektiğine inanıyorum.
İşaret ettiğiniz hususlar TRT yönetiminin yayın ilkelerine uygun program ciddiyeti ile sağlanabilir.
Örneğin Türk musikisi politikasını belirlemek ve uygulamak sorumluluğu TRT'nindir ama, maalesef kesin yasağa rağmen 'arabesk' tercihini ön plana çıkaran müsamahalar dikkat çekmektedir.
TRT kanallar çokluğu, isabetli düzenleme ile belirttiğiniz türde program ciddiyetini uygulamaya müsait hale getirilebilir.
'Beyaz Gölge' örneği, sadece bir 'hiss-i tahattür' (Şimdi buna nostalji diyorlar) değil, aynı zamanda ciddi program sorumluluğuna da vesile olabilir.
Yılmaz Karakoyunlu-TRT'den Sorumlu Devlet Bakanı.’’
* * *
Sayın Yılmaz Karakoyunlu'nun konuyu ciddiye alıp görüş belirtmesi hakikaten sevindirici. Ankara Türkçesi'ni az çok sökebiliyorum. Anladığım kadarıyla Sayın Bakan ‘‘İstediğiniz şey imkansız değil’’ diyor.
Şimdi yapılacak şey bana yolladığınız e-mail'leri, sayısını artırarak TRT'ye yollamak. TRT'nin web sayfasına ‘‘www.trt.com.tr’’ yazarak gidilebiliyor. Adres farklı aslında ama, böyle yazınca da oraya yönlendiriliyorsunuz.
Sonra sayfanın sağ alt köşesinde ‘‘e-mail’’ yazan yere tıklıyorsunuz. Bir form çıkıyor. Derdinizi yazıyor ve yolluyorsunuz.
Ortak slogan kullanmakta fayda var: ‘‘70 Model TRT Kanılı İsterim’’ yazın bence.
* * *
Gelelim önerilere... Klasik dizilere ilgi büyük. En çok istek alanlar: Bonanza, Kaygısızlar, Baretta, Petroçelli, Komiser Kolombo, Martı Adası, Mavi Ay ve Arsen Lupen.
Bir okur, eski müzik programlarını istiyor. Ama o konuda hizmet veren bir kanal zaten var. Klasik TRT koroları hala izlenebiliyor.
Bir okur 70'lerle sınırlamayalım mesela yakın dönemde gösterilen ‘‘Kuzeyde Bir Yer’’ de iyiydi diyor. Biz önce TRT'yi ikna edelim, programlara onlar karar versin bence.
En sıkı öneri ise Bulancak Lisesi Resim Öğretmeni Salih Temiz'den geldi. Salih Temiz'in ‘‘Necefli Maşrapa’’yı göresi gelmiş. Bir de ‘‘Arıza Var Lütfen Bekleyiniz’’ yazısını...
Görün bakın millet ne hale geldi dandik televizyon kanalları yüzünden. Necefli Maşrapa'yı özleyen bile var...