Mutluluk verici

GALATASARAY uzun bir aradan sonra belki de ilk kez eli-yüzü düzgün bir Avrupa Kupası maçı oynadı.

Neredeyse Lucescu’dan bu yana Avrupa maçlarında hevesi kursağında kalan, kazansa bile tatmin edici bir futbol izleyemediğini düşünen Galatasaray taraftarı bu kez işin bilincinde bir takım gördü sahada.

Arda, Ayhan, Servet, Hakan Balta... Listeyi uzatmak mümkün. Galatasaray 11’inin bir maçı ciddiye aldığını ve ısrarla rakibini yenmek için yüklendiğini ne zamandır görmüyorduk. Artık bu işin hikmeti Skibbe midir, yoksa, toplu halde Şampiyonlar Ligi’ne katılamamanın diyetini mi ödemeye çalışıyorlar, bilemem. Fakat neticeden memnunum.

Sersemletici pres

Netice demişken, Galatasaray 90 dakika boyunca neredeyse sersemletici bir pres uyguladı Olympiakos’a. Resmen sahayı dar etti, maçın belli bölümlerinde top göstermedi rakibine. Fakat, bütün bu övgü sözlerine rağmen eleştirilecek noktalar da yok değildi. Baros’un tek forvet oynamaktan pek mutlu olmadığı, veriminin düştüğü aşikár. Yine de presi en ön safta başlatarak faydalı olmaya çalıştı.

Galatasaray’ın bir gollük farkla önde gitmesi seyredene de kendilerine de pek huzur vermiyor. Maçın son dakikasında serseri bir topa kurban gitme ihtimali huzur kaçırıyor. Bu noktalarda Nikopolidis’i geçecek pek çok pozisyon yakaladı Galatasaray. Ancak pozisyon yaratana kadar gösterdiği inadı, gol vuruşlarında bir türlü gösteremedi.

Hedef Kadıköy olacak ise, bu noktalarda daha bitirici, daha ısrarcı ve daha kararlı olmak gerekir. Kadıköy’e kadar yol uzun, yol oraya varır mı, bilemiyorum. Ama ben dün geceki futboldan ve cebe konan 3 puandan son derece memnunum.

Lincoln, kart görme alışkanlığını bir an önce terk etse daha da mutlu olacağım.

Yazarın Tüm Yazıları