TRİBÜNLERDE yakılan maytapların yarattığı sülfür kokusuyla başlayan maç, alınan 3 puanın ardından dünyanın en güzel kokularıyla sona erdi G.Saray için.
Ligin bitimine 3 hafta kalmışken iyi futbol, kötü futbol aranmıyor malumunuz. Ama kardeşim, bu kadar da sıkıcı bir top mu oynanır? Maçın hemen başında golü bulmuşsun, arkadan hem de rakibini 9 kişi bırakarak 2-0'ı yakalamışsın, oyna be güzel kardeşim.
G.Saray'da dünün yıldızı ilk yarıda Ümit Karan'dı. Defansı dağıttı, çok iyi sarktı, bir pozisyonda da penaltı yaptırdı. İyi oynadığını söyleyebileceğim ikinci isim kesinlikle Victoria idi. Mutfak robotu gibi çalıştı çocuk. Top aldı, topu verdi. Hücum kesti, hücuma katıldı. Yani yapması gereken her şeyi ve belki de fazlasını başarıyla yaptı.
ÜMİT'TEN NE İSTEDİN?
Dünün bir diğer yıldızı da G.Saray Teknik Direktörü Lucescu idi. Yani nerede görülmüş bilemiyorum, ikinci yarının başında üç oyuncu birden değiştirmek. Hadi Fleurquin'in sarı kart cezalısı durumuna düşme ihtimali var, alıyorsun oyundan. Ümit'ten ne istiyorsun? Üç oyuncu birden değiştiriyorsun. Yani ikinci yarı hiç sakatlık yaşamayacağından eminsin. Hasan'a ne oldu o zaman? Anlaşılacak bir hareket değil. Lucescu'nun muhakkak yine vardır bir açıklaması.
Bir de kırmızı kartlara değinmek gerekiyor. İlk kırmızı kart biraz ağırdı galiba. Fakat tekrar seyretmek lazım. İkinci kırmızı kart ise dünyanın her yerinde kırmızı karttır.
Ligde son düdük çalmadan kimse ‘‘şampiyonum’’ diye afra tafra yapamaz. Fakat görünen o ki, G.Saray, bu unvana diğer takımlardan çok daha yakın. Bekleyeceğiz ve göreceğiz.