Möö’lemek istiyorum sayın seyirciler

Basit gerçeklik benim diyen mizahçının aşamayacağı bir komediye dönüşebilir.

* * *

Mesela...
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in Başbakan Erdoğan’ın canlı yayında ağlaması sonrasında başlayan tartışmalara cevaben “Bugüne kadar sığırların ağladığı görülmemiştir” dediği gün Kanal T, canlı yayında bir öküz ağırladı.
Kanal T Haber Dairesi Başkanı Fethi Akar ve sarı kravatı (dikkat çekmemesi imkânsızdı, o bakımdan vurgulama ihtiyacı duydum), adı belirtilmeyen bir öküzle gündemi değerlendirdi.
Olaylar şöyle gelişti...
“Televizyon tarihinde bir ilk” diyerek yerinden kalkan Fethi Akar, soyadını belirtmediği spiker Resmiye Hanım’ın “Bütün bunlar şu anda gerçekten oluyor di mi? Stüdyoda bir öküz var di mi? Alan açın bayılacağım” ifadesi eşliğinde buzağıdan hallice büyükbaş arkadaşımızın yanına yürüdü.

* * *

İlk sözleri “Merhaba sevgili öküzüm, öküz kardeşim merhaba. Şu anda herkes seni izliyor; katliamları nasıl izliyorlarsa şu an seni izliyor. Güzelsin, güzel. Sen bazı insanlardan daha insancılsın. Yüce yaradan seni öyle yaratmış ki; peynir için, süt için vesile oluyorsunuz sizler. Yiyoruz, içiyoruz. Şu anda sormak istiyorum sizler ağlıyor musunuz, soruyorum?” oldu.
Röportaj sırasında yer yer “İnek” olarak da seslendiği ve ismini öğrenemediğimiz (Kulak numarası 2126) sevimli hayvan ise kamerayı yalama girişiminde bulunarak ve kulaklarını sallayarak karşılık verdi.
Fethi Akar, şahsen şoklanmış palmiye ifadesiyle izlediğim röportajına öküzün söylemediklerini tercüme ederek devam etti, sağ olsun:
“Bu kıymetli öküz kardeşimiz bana diyor ki... Katliamlara sessiz kalmış bu insanlık diyor. Biz ağlamayız diyor. Ama insanoğlu ağlar...”

* * *

Bu sarsıcı tespitin ardından konu kaçınılmaz olarak Başbakan Erdoğan’ın ağlama mevzuuna geliyor.
Fethi Akar, Başbakan’ın insani duygularla ağladığını vurguladıktan sonra objektif habercilik mesajını vermeyi de ihmal etmiyor: “Eğer siyaseten ağladıysa vallahi de billahi de Kanal T olarak, temiz toplumun tercihi olarak onun da karşısında oluruz...”
“Yıkılmadım ayaktayım” konumunu korumaya çalışan Resmiye Hanım ve biz seyirciler, bu über-gerçekçi röportajın finaliyle bir daha şok ırmaklarında raftinge çıkacağımızın farkında değiliz henüz...

* * *

Sevimli büyükbaş dostumuza veda zamanı geldiğinde son anonsu yapıyor Sayın Akar:
“Ama biz olayı nereye getireceğiz sevgili Resmiye...” (Resmiye Hanım’da bir “Ahıra mı getireceğiz? Daha nereye getireceğiz allasen, mezraya mı getireceğiz ya, uf?” tedirginliği...)
Devamı, son darbe geliyor: “İneğimizi öyle bir müzikle göndereceğiz ki sevgili seyirciler... İnek ‘Nane Nane’ diyecek...”
İnek ne demiştir “Nane Nane” mi, “Akıl fikir” mi bilemeyeceğim ama yapımda ve yayında emeği geçen bütün arkadaşları (başta röportaj boyunca ineği sabit tutmakla görevli arkadaş olmak üzere) tebrik etmeyi borç bilirim.
Möö’lemek istiyorum sayın seyirciler; böyle...