Kedi Şero’yu önemserim

BAŞBAKAN Erdoğan, toplu açılış töreninde “Balıkesir sana söylüyorum, Türkiye sen dinle” dedi ve olaylar, olaylar, olaylar...

Haberin Devamı

Önce “Vatandaş, sen ne dersen o olacak. Sen evet demedikçe bir adım atmam” diye giriş yaptı.
İlk dayağı elbette medya yedi.
“Batsın böyle gazetecilik” diyecek kadar ileri gittiği konuşmasında başta haberi patlatan Milliyet olmak üzere konuyu kaşıyan medyaya kafa göz demeden girdi.
Bütün “Bu medya bana karşı” klasiklerini harmanladı, operasyona alet olmakla suçladı, hain ilan etmesine ramak kaldı ki, etmedi de diyemem...
Erdoğan Oslo hadisesi benzeri bir operasyon düzenlendiğini düşünenlerden ve bu konuda yalnız değil.
Bir darbe girişimi, MİT’e yönelik bir hamle veya mesela Fethullah Gülen ve cemaatine göre “vesayet”in işiydi.
Zaman’da Hüseyin Gülerce ‘İyi saatte olsunlar’ diyerek (iyi sıhhatte olsunlar) tarif ettiği odakların süreci bulandırmaya çalıştığını, sürece desteklerinin “bağra taş basarak” desteklenmesi gerektiğini yazıyor, yine de lafı şöyle bağlıyordu: “Ama oyun oynamak isteyenler bilsinler ki, gözlerimiz üzerlerinde...”
Tutanaklarda Fethullah Gülen ve Said Nursi hakkındaki sözleri rahatsız ediciydi ancak Hakan Fidan olayı sırasında Başbakan’ın yanında yer aldığını söylemesi ve cemaate cepheden saydırması da belli ki büyük öfkeye yol açmış.
Türk filmlerinde daha ulvi bir amaç uğruna yüzüne hakaret edilmesini sineye çeken jön modeli vardır, hani yumruklar iki yanda sıkılır, boncuk boncuk ter basar ama susar ya...
Tutanak konusunda öfkelenen ancak sürecin devamını istediğini söyleyerek “Ya sabır!” çekenler biraz o jön gibi.
Hüseyin Gülerce’nin yazısı bu alanda bir manifesto olabilir, yine de cemaatin “Bunun hesabını sorarım” dese bile süreci ön planda tuttuğunu belirtmesi önemli.
En popüler soru cümlesi “Kim sızdırdı?”
Kimi “Kim sızdırdı lan bu tutanağı” kızgınlığıyla soruyor, kimi usta dedektif edası ve merakıyla ve işte kimi de kimi “Biri bana açıklasın?” çaresizliğiyle...
Kayıtların yansımasını “Her işte bir hayır vardır” diye karşılayanlar da var, dizi sektörüne katkı sağlamaları durumunda kısa sürede uluslararası şöhrete ulaşabilecek senaryo meraklıları da.
Öfkeyle, hışımla karşılayanlar da var, İmralı-Kandil fay hattı uzmanı kesilenler de.
Bu yolun sonuna, nihai barışa odaklanmak gerektiğine inananlar da var (aralarına kendimi de katarım), dış güçlerin zihinsel tomografisini çıkarmak uğruna gençliklerini heba edenler de...
Başbakan Erdoğan medyayı iyice hırpaladıktan ve tutanakları yok hükmünde gördüğünü söyledikten sonra sürece destek isteğini yineleyerek bir nevi kendi pozisyonunu koruduğunu da belli etti.
Peki muhalefet?
CHP Genel Merkezi’nin meşhur figürü, tatlı elemanı Kedi Şero’nun ne diyeceğini daha fazla merak ederim, o derece...

 

Yazarın Tüm Yazıları