KAYSERİSPOR, maçı kaybetti fakat kendilerini kazançlı hissetmelerini sağlayacak birkaç şey söyleyeyim. Birincisi, son derece uygar bir futbol seyircisi var.
Maç öncesinde tribünlerdeki merdiven boşlukları pırıl pırıldı. Maçın elektriklendiği anlarda bile, serinkanlılıklarını büyük ölçüde korudular. Tebrik ederim. Bir de Kayserispor, iki golle geriye düştüğünde bile oyun disiplinini bozmadı, olumlu futbolunu sürdürdü. Bu da iyi bir takım demektir... Mükemmel oynadılar bence...
Baş döndüren maç
TOP özellikle maçın ikinci yarısında bir o kaledeydi, bir bu kaledeydi. Bir gün biri çıkıp içinde ‘top bir o kaledeydi, bir öbür kaledeydi’ cümlesini yazı içinde kullanacaksın dese delirdiğini düşünürdüm. Fakat laf olsun diye değil; top hakikaten bir o kalede gol pozisyonundaydı, bir diğer kalede. Devre arasına girerayak şahane bir futbol maçı seyrettik. Hatıraların en tazesinin böyle olması da bir nevi teselli ikramiyesi...
Ümit ve Gökhan
tÜRK futbolunun yerli golcülerinin de karşılaşmasıydı bir yandan. Atan atmayan gibi bir karşılaştırma yapmayacağım. Sadece şunu söyleyeyim. Gökhan da çok kaliteli bir futbolcu, top ayağına çok yakışıyor, süratli, şutları, tekniği şahane. Fakat bana biraz bencil gibi geldi bu maçta. Golcünün özgüven sahibi olması şart, fakat asıl amacı takımının gol atması olmalı. Ümit Karan, gol atmanın ötesinde attırmayı da düşünüyor. Yine de Gökhan’ın çok iyi bir futbolcu olduğunu söylemek isterim.
Higuita Orhan
MAÇIN 68’inci dakikası. Kayserispor baskısı sürmekte. Galatasaray ceza sahasına doğru bir top iniyor. Orhan Ak, rakibini de göz ucuyla keserek, topa uzanıyor veeee topukla topu kornere yolluyor. Topukla topu kornere yollamakta tuhaf bir durum yok gibi gelebilir ama bu hareketi bir akrep gibi, yere yüzü koyun uçarak yaptı. Higuita’yı hatırlar mısınız. Meşhur akrep vuruşu muydu neydi; öyle ekzantrik kurtarışlar yapan bir kaleciydi...